Sucuk Nöbeti Nasıl Başladı?

2011'de Poyrazlar'da Şahin İzci Grubu olarak yaptığımız kampta hatırı sayılır miktarda sucuk stoğumuz vardı. Sıcakta bozulmasınlar diyerek sucukları derin dondurucuya, dondurmaların yanına koymuştuk. Akşam yemeğinin ardından gece yemek üzere bir miktarını çözülmesi için dondurma dolabından çıkarıp masanın üzerine bıraktım. Saat 23.00'de izcileri yatırıp ateşi közlenmeye bıraktık. Zira Liderler Toplantısından sonra sucuk-ekmek ziyafetine başlayacaktık. Günler uzun ve kampın ilk günü; izcileri yedirip-içirmekten izci liderleri pek bir şey yiyememiş, tümü aç. Aklımız hep o sucuklarda! Toplantıyı alelacele yapıp bir hevesle sucukları bıraktığım yere gelince bir de ne görelim! Gün boyu çevremizde dolaşan kedi-köpek ne varsa toplaşmış bizim sucukları bir güzel mideye indirmiş.

Manzara dehşet vericiydi! Nasıl becerdilerse bir tek kabuklar sağa sola saçılmış parçalanmış şekilde duruyor, hırsızlarsa gözlerimizin içine baka baka yalanıyordu. Âdeta, "Unutmasaydınız birader!" diyorlardı. Oralı bile değillerdi.

Dokunsalar ağlayacaktım. Sadece benim mi! Tüm lider kardeşlerimin burnu, bu dehşetli manzara karşısında sızlamıştır eminim. Zeytin-ekmeklerini yedikten sonra kös kös yatmaya giderken benim duymayacağım şekilde aralarında fısıldaşıyorlardı. Belli ki asla affetmeyeceklerdi beni...

Ertesi sabah, teftiş-tekmilden sonra kendime 3 saat çadır hapsi verdim. Ve güneşin altında fırına dönüşen kapalı çadırda tam 3 saat oturdum.

Ne liderler, ne izciler geldi; "Yapmayın, etmeyin liderim, üç kangal sucuk için bu eziyet, bu zulüm çekilir mi? Kıymayın kendinize!" dedi. Tabii o sucukları dışarı çıkarıp unutan onlar değildi. Çektiğim vicdan azabının yanında kızgın çadır azabı hiçbir şey sayılmazdı.

Aynı günün akşamı, kendime bir de sucuk yememe cezası verdim. Tüm izciler ve liderler ateş başında sucukları hapur hupur götürürken ben puslu gözlerle sadece yutkunuyordum.

İşte bizim meşhur sucuk nöbetlerimizin başlama hikâyesi budur. Hâlâ aklıma geldikçe o üç koca kangal sucuğa vicdanım sızlar...

O günden sonra sucukların başına hep nöbetçi koyduk ve tek bir dilim sucuğu dahi zayi etmedik.

O kadar güzel koruduk ki; kimse kimseye sucukları yedirmez oldu. Aynı kangalın üç kampa gidip dönmüşlüğü dahi vardır...

Yorumlar

Popüler Yayınlar