2- İzci Sözü Töreni Üzerine

İzcilikle ilgili yeni bir şey öğrendim: Çoğu Güney Amerika ülkelerinde 15 yaşına basan her izcinin kendi doğum gününde İzci Sözünü verdiğini öğrendim... Bu da, İnteramerika ülkelerinden topluca yapılmış İzci Sözü Törenlerinden fotoğraf paylaşılmamasını bana güzelce açıkladı. Bu uygulama ilk etapta bir Katolik geleneğinin İzciliğe yansıması gibi görünse de, aslında, akıl bâliğ olan bir gencin tam idrak ve İzcilik şuuru içinde İzci Sözü vermesi olarak ele alınmalıdır diye düşünüyorum. Böylelikle, izciliğin çok daha ciddiye alındığını ve birbirine benzeyen okul müsamerelerinden biri olmaktan çıkarıldığını tahmin etmek hiç de zor değil.

TİB genel uygulamalarına göre, İzci Sözü Töreni izciye özel olarak ailesinin, ünite izcilerinin ve onur konuklarının katılımıyla yapılmalıdır. Tören programından sonra verilecek küçük bir kokteyl de hiç fena olmayacaktır. Askerlik geleneklerinden Türk İzciliğine devşirilen ve zaman içinde de alışkanlıkla yapılagelen toplu yemin törenlerinden bizde TİB İzcileri olarak bir an önce kaçınmalı ve ant içecek olan her aday izci için özel bir tören yapmalıyız. İzci Sözü verecek her izci, onun için toplanılıp özel bir tören yapılacak kadar değerlidir... Yoksa değil mi?

Gelişmesi ve korunması için azami titizlik gösterdiğimiz, kurumsallık açısından büyük önem taşıyan TİB İzcilik Gelenekleri içinde, şayet ilgili ünite yeni kurulmamışsa, her yeni sezonda katılanlara sahnede ya da sahada toplu yemin töreni yapılmasını hoş karşılamamalı ve bunu üniteden sorumlu İzci Liderinin, "Gerçek İzci Liderliği"nden uzak olduğunun basit bir göstergesi olarak algılamalıyız. Gerçek İzci Liderliği daha fazla özen ve çaba ister.

Her çocuk ayrı bir bireydir, ayrı özelliklere sahiptir ve normal olarak ayrı bir gelişim süreci gösterir. Her çocuğun aynı sürede adaylık sürecini tamamlayamaması tabiidir ve süreci daha önce tamamlayanın İzci Sözünü de daha önce vererek İzci olması ve izcilikte kıdem almaya başlaması normal karşılanmalıdır. Aksi takdirde İzciliği hak edene haksızlık yapılmış ve onun izci lideri ve izcilik hakkında yersiz ve olumsuz düşüncelere kapılmasına sebep olunur. İzcilik, okul gibi kolaycılığa kaçmaz, standart/formal eğitim vermez, mesela adı konmuş belli bir sınavı yoktur. Zira her dakikası çok daha özel bir sınavın, hayatın parçasıdır.

Evrensel İzcilik uygulamaları, "Onur, Disiplin, Güven ve Sadakat" üzerine geliştirilmiştir. Günümüzde "B-P İzciliği" olarak isimlendirilen, bu dört temel düstur üzerine sıkı sıkıya inşa edilmiş ve izciliğin her aşamasında tam izci giysisi giyilmesini şart koşan kuruluşlar var. Özellikle Uzak Doğu ülkelerindeki kimi izci kuruluşları, bu konuda çok hassas olduklarını ifade ediyorlar. Dünya genelinde B-P İzciliğini öne çıkaran topluluklarda, izci liderlerinin çalışmalara, B-P şapkası ve geleneksel tam izci giysisi ile katılması zorunludur... Kısacası, üst kurumlarca onanmış bir kuruluşun tam izci üniformasını giymeden ve tüm evrensel izcilik kaidelerine uymadan B-P İzcisi olmak mümkün değildir. Gerçek İzcilik öncelikle ruhta hissedilir ve bu durum ülkemizde "İzcilik Ruhu" denilerek epeyce yüceltilmektedir. Ancak bu hissiyat şeklen dışa vurulmadığı sürece görünmez, bilinmez ve yerinde değerlendirilemez. Birbirinden bağımsız ve sorumsuz izcilik yapılmaz, bu nedenle izciler, giyimlerinden, hâl-tavır ve sözlerine kadar her konuda ve her aşamada dikkatli, özenli olmalıdır. Tüm bunlar yeri ve zamanı geldiğinde abartıya kaçılmadan, olması gerektiği şekilde ve samimi olarak yapılmalıdır, gösteriş için değil. Gerçek İzcilik bunu gerektirir...

Yorumlar

Popüler Yayınlar