İzcilik ve Türk İzciliği
ÇERÇEVE YAZI 1:
SIR ROBERT SEPHENSON SMYTH
BADEN-POWELL
İZCİLİĞİN KURUCUSU
İzcilik
hareketinin kurucusu olan Sir Robert Stephenson Smyth Baden-Powell Londra’da
doğmuştur. Dünya İzcileri ona kısaca, “B-P” derler.
B-P,
Rose Hill İlkokulunda okurken Charter House isimli bir Manastırdan burs
kazanır. Bu okul B-P’nin yaşantısını büyük ölçüde etkileyecektir. Yeni
beceriler edinmeye çok hevesli olan B-P okulda piyano ve keman çalmayı, tahta
oymacılığını öğrenir ve duvarcı ustalığı konusunda yetişir, bu becerileri
daha sonra izciliğin geliştirilmesinde kendisi için çok yararlı olacaktır.
B-P
boş zamanlarında okulun yakınında bulunan ormana gidip burada bulunan av
hayvanlarını ve tavşanları sessizce izleyip yakalama, ateş yakma, yakaladığı av
hayvanlarını pişirme, hayatı idame, iz bırakmama, iz takibi ve yön bulma
konularında kendini geliştirdi.
Okulda
çok çalışkan bir öğrenci değildi, hatta bazı derslerden tembel, ancak zeki bir
öğrenci olarak kayıtlara geçmiştir. Piyano çalmakta ve resim yapmakta son derece
başarılıdır.
Bu
okulda okurken Ordu’nun süvari sınıfı için açtığı sınavı ikincilikle kazandı ve
1876’da 13. Hafif Süvari Alayı’na subay eğitimini atlayarak direk olarak tayin
edildi. Teğmen olarak gittiği ilk görev yeri Hindistan’dır.
B-P
1899 yılında askerlik hayatının en göze çarpan görev yeri olan Afrika’daki
Mafeking bölgesine 43 yaşında, genç bir yaşta, tümgeneral rütbesiyle tayin
edildi. Kendisi bu konuda tevazu göstermiş olsa da, bu görevi, gençler arasında
onun kahraman bir lider olarak tanınmasını sağlamıştır.
Bu
görevi sırasında Mafeking’deki İngiliz kolonisi ile Hollandalı komşuları
Boerler arasında çıkan ve 217 gün süren savaşta kuşatma altındaki birliğinde
genç yaştaki çocuklara verdiği sorumluluk isteyen görevleri başarmak için
onların nasıl mücadele verdiklerini gördü, çocuk ve gençlere güvenmekle ne
kadar doğru bir tercih yaptığını anladı. Kifayetsiz ve yetersiz bir askeri
birlik ile savaşa girmek durumunda kalan B-P, görev verdiği çocukların, düşmana
görünmeden -çöl sıcağında veya gecenin soğuğunda- ana karargâha haber
ulaştırmada canla başla nasıl çalıştıklarını, yanlarındaki yetersiz su ve
yiyecekle idare ederek görevlerini başardıklarını ve takdir edildiklerinde yeni
görevlere daha büyük bir istekle hazırlandıklarını gördü. Çocukları eğiterek
erken yaşta sorumluluk vermenin yetişmelerinde ne kadar olumlu etkileri
olduğunu gözlemledi.
Burada yaptığı bir gezi sırasında karşılaştığı,
Zulu Kralı Dinizulu tarafından kendisine takılan tahta boncuklar ileride Wood-Badge
Eğitimini tamamlayan İzci Liderlerie verilecektir.
Bu
savaş sırasında ve önceki deneyimlerinden de yararlanarak B-P’nin İzcilik
hakkında yazdığı ilk kitap olan “Aids to Scouting - İzciliğe Yardımlar”
isimli kitabı yayınlandı ve askerliğin dışında geniş gençlik kitlesi tarafından
beğeniyle okundu. Savaş sonrası, B-P, 1903 senesinde Süvari Müfettiş Generali
olarak İngiltere’ye tayin edildiğinde kitabının tüm ülkede gençlik liderleri ve
öğretmenler tarafından eğitim amaçlı kullanıldığını gördü. Davet edildiği
gençlik toplantılarında, kitabın yazarı olarak gençlere, iyi vatandaş olmanın
değişik yollarla eğitimini verecek şekilde konuşmalar yapması istendi.
Bu
çalışmalarının ışığında B-P, 1907 yılında General olduğu ordudan ayrılarak
İzcilik Hareketi’ni kurdu ve sonraki tüm hayatını bu “gençlik hareketi”ne adadı.
(Brownsea adasında yapılan ilk
izci kampı-1907)
İlk İzci Kampı’nı, 1907 yılında, 20 çocuk/genç ve 2 yetişkin olmak
üzere toplam 22 İzci ile Pool limanı açıklarındaki Brownsea adasında yaptı. Gençler 9 gün boyunca çadırlarda kalır, kendi
yemeklerini kendileri pişirir ve çeşitli oyunlar oynayarak birçok önemli
tecrübe ve bilgi edinirler. Kampın başladığı 1 Ağustos 1907 tarihi Dünya
genelinde İzciliğin resmen başladığı tarih olarak kabul edilir ve Dünya İzci
Fular Günü olarak her yıl kutlanır.
1908 yılında “Scouting For
Boys - Erkek Çocuklar İçin İzcilik” adlı kitabını yazdı, resimledi ve yayınladı.
Kitap dönemin en pahalı dördüncü kitabı olmasına
rağmen, İngiltere’de, İncil ve Shakespeare’in ardından en çok satılan üçüncü
kitap oldu. Bu ilgi daha sonra bütün dünyaya yayıldı ve birçok ülkede
milyonlarca basıldı. İzcilik fikri dünya gençliğini oldukça etkilemişti.
1909'da İngiltere Crystal Palace’da yaklaşık 10.000 izcinin
katıldığı ilk İzcilik Konferansı’nı gerçekleştirir ve bu başarının ardından kendisine İngiltere Kraliçesi
tarafından “Sir” ünvanı verildi.
İngiltere'den sonra izciliği tanıyan ilk ülke 1908 yılında
Cebelitarık ve Malta'dır. Onları Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney
Afrika takip eder. İngiliz hâkimiyeti dışındaki ülkelerden izciliği ilk tanıyan
ülke ise Şili'dir. 1910 yılında ise, izcilik Arjantin, Fransa, Danimarka,
Finlandiya, Almanya, Yunanistan, Hindistan, Meksika ve ABD gibi ülkelere
yayılır.
1916’da
ünlü çocuk romanları yazarı Rudyard
KIPLING ve eğitimci Vera Berklay
ile birlikte evrensel amaçlarını ve eğitim metodunu saptayıp kamuya açıkladığı
İzcilik, tüm Dünya’da bir kardeşlik havası içinde hızla yayıldı.
1916 yılında İzcilerin kullanımına verilen Gilwell Park, 1919 senesinde hem
eğitim, hem de kamp alanı olması amacıyla resmen açıldı.
1917
yılında İzcilikteki en küçük birim olan Oba
ve obaların bir araya gelerek oluşturduğu Oymak
yapısını geliştirdi. Oba ve Aşama Sistemini uygulamaya koydu.
1918’de
Rover (Ergin) İzcilik prensiplerini
belirleyerek Barış İzcileri
kavramının Dünya genelinde yayılmasını sağladı.
Baden-Powell izci liderlerine yardımcı olması
amacıyla 1919 yılında “Aids to
Scoutmastership - İzci Liderinin El Kitabı”, 1922 yılında da Ergin İzciler
için “Rovering to Succes - Ergin
İzcilikte Başarıya Giden Yol” adlı kitaplar yazmıştır.
(1919'da Gilwell Park’ta yapılan
Wood-Badge Eğitimi)
1920 yılında Londra Olympia’da, 34 ülkeden 8.000
İzcinin katılımıyla, ilk Dünya Jamboree’sini gerçekleştirdi ve burada Dünya
İzcileri tarafından Baden-Powell’a Dünya Başizcisi unvanı verildi. (Jamboree,
dört yılda bir yapılan Uluslararası İzci Kamplarına verilen addır.)
Kendisine “Gilwell
Lordu” da denilen B-P son yıllarını çok sevdiği Kenya’da geçirdi. 8 Ocak
1941 yılında öldüğünde, kendi isteği üzerine, Afrika’da askeri bir törenle
Nyer’deki mezarlığa gömüldü. Bu törende tabutu dört asker ve dört Afrikalı İzci
tarafından taşınmış, Avrupa, Asya ve Afrika’dan gelen 50 izci de dünya
izciliğini temsilen törene katılmıştır.
ÇERÇEVE
YAZI 2:
İzcilik İngiltere'de kuruluşundan kısa
bir süre sonra, ülkemizde “Keşşaflık” adı altında görülmeye başlanır.
Türkiye’de
İzciliğin ilk kurucuları hakkında çeşitli görüş ve fikirler mevcuttur.
Osmanlı
Döneminde İzcilik
Darüşşafaka
Beden Eğitimi Öğretmeni ve Oymakbeyi B. Sami
KARAYEL’in 1914 tarihli “İzci
Rehberi” isimli izci kitabında, Türkiye’de İzciliğin ilk kurucuları Nafi Atıf KANSU ve Ethem Nejat Bey
olarak görülür.
Edirne
Muallim Mektebi’nde Nafi Atıf KANSU tarafından 1910’da başlatılan ilk keşşaflık
çalışmaları Edirne’nin Bulgar işgaline uğramasıyla sekteye uğrar. İstanbul’daki
ilk düzenli İzci üniteleri ise Edirne’den İstanbul’daki çeşitli okullara
nakledilen Keşşaflardan (İzcilerden) gelen talepler doğrultusunda, 1911-1912
öğretim yılında Darüşşafaka, Galatasaray ve İstanbul Liseleri’nde eş zamanlı
olarak kurulmaya başlar. Galatasaray ve Kabataş Liselerinin Beden Terbiyesi
öğretmenleri olan Ahmed ve Abdurrahman ROBENSON Kardeşler de bu ünitelere kısa
bir süre sonra rehberlik hizmeti vermeye başlarlar.
(Osmanlı
Keşşafları)
Buna
karşılık, İstanbul İl İzci Kurulu Başkanlarından Rıza BEDİZ, 1955 yılında yayınladığı “İzcilik ve İzci Kampları” adlı kitabında Türkiye’de İzciliğin 1909
yılında İstanbul’da Galatasaray ve Kabataş Liseleri'nde, babaları İngiliz
subayı olarak Hindistan’da görev yaptığı sırada Müslüman olan ve daha sonra
İstanbul’a yerleşen, anneleri ise Hintli olan Ahmet ve Abdurrahman ROBENSON
Kardeşler tarafından başlatıldığını yazar. Ancak dönemin gazetelerinde yer alan
haberlerden öğrendiğimize göre, İstanbul’da 1909-1911 yılları arasında yapılan
faaliyetler daha çok Levantenlerin ilgi gösterdiği bedensel zindelik adına
yapılan günübirlik doğa gezileri ya da piknik şeklindedir, henüz Keşşaflık
(İzcilik) bilinciyle yapılmamaktadır.
(Ahmed
ve Abdurrahman ROBENSON Kardeşler)
Balkan
Harbi’yle birlikte İzcilik duraklama devresine girer. Harpten sonra 1912
yılında İzciliği yeniden canlandırmak amacıyla, İngiliz düşmanı ve Alman
hayranı olan Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya Belçikalı olarak takdim edilen,
babası İngiliz, annesi Belçikalı olan ve İngiliz hükumetinin verdiği özel
görevle Belçika’da ve “Başizci”
unvanıyla Amerika Birleşik Devletleri’nde İzcilik Hareketi’ni yönlendiren Herold PARFIT getirtilir. Parfit,
İzciler Ocağı’nı kurar ve Mayıs 1912’de İstanbul’da sistemli izcilik
faaliyetlerine başlar. Bu nedenle, Türkiye'de izciliğin kuruluş tarihi olarak
1912 yılı zikredilir.
(1914
tarihli, İzci Ocağı İç Nizamnamesi)
24
Nisan 1914 yılında Kâğıthane sırtlarında ilk Oymakbaşı Kursu yapılır. 16
Oymakbaşı başarı ile kurstan mezun olur.
I. Dünya Savaşı başlamadan az önce,
Harold PARFIT hakkında İngiliz ajanı olduğu söylentileri İstanbul basınında yer
alır ve görevinden azledilerek geri gönderilir.
İzcilerin,
Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında bütün cephelerde savaştığını günümüze kalan
belgelerden anlıyoruz. Çanakkale Savaşları esnasında 18 Mayıs’ı 19 Mayıs 1915’e
bağlayan gece, Kabatepe Kanlısırt
Mevkii'nde yapılan taarruzda, 2. Tümen içinde yer alan İstanbul
Erkek Lisesi İzci Oymağı tümüyle şehit oldu. Bu sebeple 18 Mayıs tarihi,
“Türkiye İzcileri Günü” olarak kabul edilir.)
1920
yılında İstanbul’da çok sayıda İzci Oymağı kurulur.
Cumhuriyet
Döneminde İzcilik
Cumhuriyetin
ilk yıllarında okullarda İzci Oymakları kurulmaya başlanır Hükümet, İzcilik
işlerinin yürütülmesini zamanın Milli Eğitim Bakanlığı'na verir.
(İzciler
Atatürk’le)
Gazi Mustafa
Kemal ATATÜRK, 1923’de kurulan “Türk izci Ocağı” karargâhı tarafından kendisine
yapılan Başbuğluk teklifini kabul eder. Yolladığı cevabi telgraf şöyledir:
İstanbul Türk izciler Ocağı Riyasetine,
Vatana yüksek seciyeli ve metin ruhlu gençler yetişmesini temenni eylediğim İstanbul Türk izciler Ocağının Başbuğluk teklifini büyük bir hiss-i iftiharla kabul ediyorum. Genç arkadaşlarıma teşekkür ve selamımın tebliğini rica ederim, efendim.
T.B.M.M. Reisi
Vatana yüksek seciyeli ve metin ruhlu gençler yetişmesini temenni eylediğim İstanbul Türk izciler Ocağının Başbuğluk teklifini büyük bir hiss-i iftiharla kabul ediyorum. Genç arkadaşlarıma teşekkür ve selamımın tebliğini rica ederim, efendim.
T.B.M.M. Reisi
Başkumandan
Gazi Mustafa Kemal
1923
yılında Baden Powell’ın “Erkek Çocukları İçin İzcilik” kitabı Türkçe’ye
çevrilir.
1926
yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nca bir tamimle okullarda İzci Oymakları’nın
kurulması öngörülür. İzcilik eğitsel bir faaliyet olarak yaygın bir şekilde
yapılmaya başlanır.
1927
yılında beşincisi yapılan Cumhuriyet Bayramı’nda Ankara’da Türkiye İzcileri’nin
toplanması ve Törene iştiraki sağlanır. Törene katılan Oymaklar uygun adım
yürümek üzere askeri disiplin altında çalıştırılır.
12
Mayıs 1928 tarihinde 1246 sayılı “Türkiye’de Gençlik Teşkilatının Türk
Vatandaşlarına Hasrı Kanunu” kabul edilir. Bu kanunla İzcilik, Türkiye’de
devletin kontrol ve denetimi altına alınır.
1933
yılında Ankara’da yapılan Cumhuriyet’in 10. Yıl Törenlerine binlerce İzci tek
tip giysi ve donanımlarla katılır. İzci Oymakları kız ve erkek İzciler olarak
ayrı ayrı sıraya sokulur, İzci Taburları oluşturulur ve askeri disiplinde uygun
adım yürüyüş talimi yaptırılır.
(1945 yılında, İzci kızlar Menemen’de
Şehit Kubilay Anıtı’nın önünde.)
1949
yılında “Erkek İzciler Yönetmeliği” kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Bunu
takip eden yıllarda “Yavrukurt Yönetmeliği” ve “Kız İzciler Yönetmeliği”
hazırlanarak yürürlüğe konur.
1950
yılında, Türkiye İzcileri, Dünya İzcilik Hareketi Organizasyonu-WOSM’a
kabul edilir. WOSM’un 1963’e kadarki adı, Uluslararası
Erkek İzciler Bürosu-BSIB’tir.
Dünya
İzcilik Hareketi’nden gelen, Türkiye’de İzciliğin sivilleşmesi talebiyle, 5
Eylül 1955’te ilk “Sivil Türk İzcilik Teşkilatı” konumundaki Türkiye İzciler Birliği-TİB kurulur.
1968
yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nca kapsamlı olarak hazırlanan Türkiye İzcileri Yönetmeliği yürürlüğe
girer. Ancak bu yönetmelik, dönemin siyasal gençlik hareketlerinden duyulan
endişe ile son derece statükocu bir yapıdadır. İzciliğin sadece devlet eliyle
ve bürokratik izin ve destekle yapılmasına imkân tanır.
1970
yılında İzcilik faaliyetleri Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredilir. Böylece
İzcilik, Türkiye’de ilk kez bir sportif faaliyet algısıyla karşımıza çıkar.
1975
yılında Ankara merkezli olarak Türkiye
Kız İzciler Derneği kurulur.
1977
yılında Türkiye Kız İzciler Derneği, Dünya
Kız İzciler ve Rehberler Teşkilatı-WAGGGS’a kabul edilir.
Kısıtlı
ve zor şartlar altında da olsa, İzciliği bir spor dalı olarak kabul etmeyen,
Sivil İzcilik anlayışıyla İzcilik yapmaya çalışan Türkiye İzciler Birliği-TİB’nin faaliyetleri de diğer tüm parti,
sendika ve derneklerle beraber 12 Eylül 1980 Askeri İhtilali sürecinde
durdurulur. TİB, 1955-1980 arasındaki 25 yıl içinde, evrensel İzcilik gelenekleriyle
Türk örf ve âdetleriyle harmanlamış, Türkiye’nin milli-manevi hassasiyetlerine
saygılı bir İzciliğin ülke genelinde oturtulması adına Türkiye İzciliğinde
büyük faydalar sağlar. Parti, sendika ve dernek faaliyetlerine yeniden izin
verildiğinde ise yasal süresi içinde tekrar açılmadığı için tamamen kapanır.
1983
yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlıklarının
birleştirilmesi ile kurulan Milli Eğitim
Gençlik ve Spor Bakanlığı döneminde de izcilik çalışmaları tek elden
yönetilerek farklı bir boyut kazanır. Bu dönemde Türk İzciliği kısmen canlanır
ve gelişir.
1989
yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı birbirinden
ayrılır. İzcilik de her iki bakanlık arasında farklı üniforma renkleri ile yapılmaya
başlanır. MEB bünyesinde kurulan Okuliçi
Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik Dairesi-OBESİD okul içi İzcilik
faaliyetlerini yürütürken, GSB bünyesinde kurulan Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müdürlüğü de Sportif İzcilik
faaliyetlerinin yürütülmesini üstlenir.
1992
yılında Başbakanlık
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
bünyesinde Türkiye İzcilik
Federasyonu-TİF kurularak, Sportif İzcilik faaliyetleri bu federasyon
tarafından yürütülmeye başlanır.
Bu
gelişme üzerine 1992 yılı itibarıyla Dünya’daki uluslararası iki teşkilat olan
WOSM ve WAGGGS Türkiye’deki İzcilik faaliyetlerinin temsilcisi olarak yalnızca
TİF’i kabul eder.
1999
yılında yıllarca İzcilik yapmış bir grup İzci Lideri, Türk İzciliğinin sorunlarına
dikkat çekmek ve çözüm aramak amacıyla Ankara merkezli İzcilik Gönüllüleri Derneği-İGD’yi kurar. Dernek ilk yıllarında
Türkiye İzcilerinin yeniden tek çatı altında toplanması adına etkin
girişimlerde bulunsa da, bu girişimlerden olumlu bir sonuç çıkmaz.
2006
yılında, 14 yıl Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne
bağlı olarak çalışan Türkiye
İzcilik Federasyonu-TİF’e, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yeniden
yapılanmasıyla kurulan Spor Genel
Müdürlüğü’nün bünyesinde “özerk federasyon” statüsü verilir.
2008
yılında sivil bir izcilik kuruluşu olan İzci
Dernekleri Federasyonu-İDEF, Ankara merkezli olarak kurulur ve 8 ilden üye
dernekleriyle kısa bir dönem faaliyette bulunur, daha sonra faaliyetsiz kalır.
2010 yılında İzci Dernekleri
Federasyonu-İDEF’ten ayrılan kimi dernekler, Kayseri merkezli sivil bir izcilik kuruluşu olan Kapadokya
İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu (KAPİF)’i kurar ve 5 ilden üyeler ile
faaliyetlerini sürdürür.
2011’de
Milli Eğitim Bakanlığı yeniden yapılanır ve Okuliçi Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik Dairesi-OBESİD kapatılır. O
güne kadar okullarda eğitsel bir faaliyet olarak yapılan İzcilik çalışmaları,
okullarda kurulacak spor derneği/kulüpleri vasıtasıyla Sportif İzcilik olarak
yapılmaya sevk edilir. OBESİD’in yönetiminde olan İzcilik Tesisleri, Gençlik
Hizmetleri ve Spor Bakanlığı’na devredilir. Bu durum, MEB kökenli İzci
Liderleri arasında büyük oranda kabul görmez ve okullarda yapılan İzcilik
çalışmaları durma noktasına gelir. Kimi okullardaki İzcilik faaliyetleri
egzersiz niteliğinde ve Türkiye İzcilik Federasyonu-TİF’ten bağımsız olarak
yürütülür.
2011
yılında Anadolu İzcilik Platformu,
Muğla Merkezli olarak ve daha sonra Anadolu
İzcilik Federasyonu-AİF’e dönüşmek üzere kurulur. Ancak federasyonlaşma
işlemleri tamamlanamaz ve platform olarak kalır.
2014
yılında Sakarya merkezli olarak Trakya
İzciler Birliği Federasyonu-TİB, sivil bir izcilik kuruluşu olarak ve “1955
kuruluşlu Türkiye İzciler Birliği-TİB’nin devamı niteliğinde” kurulur. Kısa bir
sürede, 21 ilde izcilik faaliyetlerine başlar.
2014
yılında Kapadokya İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu (KAPİF), Dünya
Bağımsız İzciler Federasyonu-WFIS’in Türkiye’yi Ortadoğu’da kabul etmesi
sebebiyle WFIS’in Ortadoğu Bölgesine üye olur.
2015 yılında Trakya İzciler Birliği Federasyonu-TİB, Dünya Bağımsız İzci Organizasyonu-WOIS’in Avrupa Bölgesi üyeliğine
kabul edilir.
2015 yılında Kapadokya İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu (KAPİF), etkin
çalışmalarının karşılığını alır ve Bağımsız İzciler Federasyonu-WFIS’in Avrupa
Bölgesi’ne kaydırılır.
2015 yılında olarak Trakya
İzciler Birliği Federasyonu-TİB,
yaptığı sunumla Birleşmiş Milletler
Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu-UNESCO tarafından çocuk, genç ve
yetişkinlerin gelişimine katkı veren eğitimsel bir kurum olarak tanınır ve
Türkiye’deki Dünya Mirası proje ortakları arasına dinamik işgücü sağlamak ve
kamuoyu oluşturmak üzere alınır.
2017 yılında WOIS 6. Dünya İzci Lideri Eğitimcileri Semineri-TTT, İstanbul’da
yapılır.
2017 yılında İzcilik Gönüllüleri Derneği-İGD, Uluslararası İzcilik ve Rehberlik Gönüllüleri-ISGF’nin Avrupa
Bölgesi üyeliğine kabul edilir.
2018 yılında WOSM Avrupa
ve Arap Bölgeleri İzcilik Teşkilatları Toplantısı İstanbul’da
yapılır.
2018 yılında WOIS-Britanya tarafından Birleşik Krallık (İngiltere)
vatandaşlarına yönelik olarak Gilwell
Park’ta açılan İleri Liderlik
Eğitimi’ne, WOIS-Türkiye/TİB İzci Liderleri, eğitimi yönetmek üzere davet
edilirler. Orhan TAYMAZ (WB4), Esin AKGÜR (WB4) ve Osman BALCIGİL (WB3)’den oluşan üç
kişilik eğitim kadrosu, Gilwell Park’ta açılan İleri Liderlik Eğitimini
yönetir.
2018 yılı eylül ayında Türkiye’deki İzcilik
kuruluşlarının uluslararası tanınma ve temsilcilik durumu şöyledir:
İzcilik
Gönüllüleri Derneği-İGD
Uluslararası İzcilik ve Rehberlik Gönüllüleri-ISGF
Uluslararası İzcilik ve Rehberlik Gönüllüleri-ISGF
Kapadokya
İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu-KAPİF
Dünya Bağımsız İzciler Federasyonu-WFIS
Dünya Bağımsız İzciler Federasyonu-WFIS
Trakya
İzciler Birliği Federasyonu-TİB
Dünya Bağımsız İzci Organizasyonu-WOIS
Dünya Bağımsız İzci Organizasyonu-WOIS
Türkiye
İzcilik Federasyonu-TİF
Dünya İzcilik Hareketi Organizasyonu-WOSM
Dünya Kız İzciler ve Rehberler Teşkilatı-WAGGGS
Dünya İzcilik Hareketi Organizasyonu-WOSM
Dünya Kız İzciler ve Rehberler Teşkilatı-WAGGGS
GHSB Spor Genel Müdürlüğü’ne ait 2017 yılsonu
verilerine göre, Türkiye İzcilik Federasyonu-TİF’in 13.748 aktif Sporcusu vardır.
WOIS’in 2017-2018 İzcilik Dönemini kapsayan
nüfus sayımında Trakya İzciler Birliği Federasyonu-TİB’nin aktif İzci sayısı 7.217’dir.
Kapadokya İzcilik ve Gençlik Kulüpleri
Federasyonu-KAPİF’in aktif izci sayısı hakkında henüz bir veri yayımlanmamıştır.
İzcilik Gönüllüleri Derneği’nin toplam İzcilik Gönüllüsü üye
sayısı ise 200 civarındadır.
Yorumlar
Yorum Gönder