İzcilik ve Türk İzciliği


ÇERÇEVE YAZI 1: 
SIR ROBERT SEPHENSON SMYTH BADEN-POWELL
İZCİLİĞİN KURUCUSU
İzcilik hareketinin kurucusu olan Sir Robert Stephenson Smyth Baden-Powell Londra’da doğmuştur. Dünya İzcileri ona kısaca, “B-P” derler.
B-P,  Rose Hill İlkokulunda okurken Charter House isimli bir Manastırdan burs kazanır. Bu okul B-P’nin yaşantısını büyük ölçüde etkileyecektir. Yeni beceriler edinmeye çok hevesli olan B-P okulda piyano ve keman çalmayı, tahta oymacılığını öğrenir ve duvarcı ustalığı konusunda yetişir, bu becerileri daha sonra izciliğin geliştirilmesinde kendisi için çok yararlı olacaktır.
B-P boş zamanlarında okulun yakınında bulunan ormana gidip burada bulunan av hayvanlarını ve tavşanları sessizce izleyip yakalama, ateş yakma, yakaladığı av hayvanlarını pişirme, hayatı idame, iz bırakmama, iz takibi ve yön bulma konularında kendini geliştirdi.
Okulda çok çalışkan bir öğrenci değildi, hatta bazı derslerden tembel, ancak zeki bir öğrenci olarak kayıtlara geçmiştir. Piyano çalmakta ve resim yapmakta son derece başarılıdır.
Bu okulda okurken Ordu’nun süvari sınıfı için açtığı sınavı ikincilikle kazandı ve 1876’da 13. Hafif Süvari Alayı’na subay eğitimini atlayarak direk olarak tayin edildi. Teğmen olarak gittiği ilk görev yeri Hindistan’dır.
B-P 1899 yılında askerlik hayatının en göze çarpan görev yeri olan Afrika’daki Mafeking bölgesine 43 yaşında, genç bir yaşta, tümgeneral rütbesiyle tayin edildi. Kendisi bu konuda tevazu göstermiş olsa da, bu görevi, gençler arasında onun kahraman bir lider olarak tanınmasını sağlamıştır.
Bu görevi sırasında Mafeking’deki İngiliz kolonisi ile Hollandalı komşuları Boerler arasında çıkan ve 217 gün süren savaşta kuşatma altındaki birliğinde genç yaştaki çocuklara verdiği sorumluluk isteyen görevleri başarmak için onların nasıl mücadele verdiklerini gördü, çocuk ve gençlere güvenmekle ne kadar doğru bir tercih yaptığını anladı. Kifayetsiz ve yetersiz bir askeri birlik ile savaşa girmek durumunda kalan B-P, görev verdiği çocukların, düşmana görünmeden -çöl sıcağında veya gecenin soğuğunda- ana karargâha haber ulaştırmada canla başla nasıl çalıştıklarını, yanlarındaki yetersiz su ve yiyecekle idare ederek görevlerini başardıklarını ve takdir edildiklerinde yeni görevlere daha büyük bir istekle hazırlandıklarını gördü. Çocukları eğiterek erken yaşta sorumluluk vermenin yetişmelerinde ne kadar olumlu etkileri olduğunu gözlemledi.
Burada yaptığı bir gezi sırasında karşılaştığı, Zulu Kralı Dinizulu tarafından kendisine takılan tahta boncuklar ileride Wood-Badge Eğitimini tamamlayan İzci Liderlerie verilecektir.
Bu savaş sırasında ve önceki deneyimlerinden de yararlanarak B-P’nin İzcilik hakkında yazdığı ilk kitap olan “Aids to Scouting - İzciliğe Yardımlar” isimli kitabı yayınlandı ve askerliğin dışında geniş gençlik kitlesi tarafından beğeniyle okundu. Savaş sonrası, B-P, 1903 senesinde Süvari Müfettiş Generali olarak İngiltere’ye tayin edildiğinde kitabının tüm ülkede gençlik liderleri ve öğretmenler tarafından eğitim amaçlı kullanıldığını gördü. Davet edildiği gençlik toplantılarında, kitabın yazarı olarak gençlere, iyi vatandaş olmanın değişik yollarla eğitimini verecek şekilde konuşmalar yapması istendi. 
Bu çalışmalarının ışığında B-P, 1907 yılında General olduğu ordudan ayrılarak İzcilik Hareketi’ni kurdu ve sonraki tüm hayatını bu “gençlik hareketi”ne adadı.
(Brownsea adasında yapılan ilk izci kampı-1907)
İlk İzci Kampı’nı, 1907 yılında, 20 çocuk/genç ve 2 yetişkin olmak üzere toplam 22 İzci ile Pool limanı açıklarındaki Brownsea adasında yaptı. Gençler 9 gün boyunca çadırlarda kalır, kendi yemeklerini kendileri pişirir ve çeşitli oyunlar oynayarak birçok önemli tecrübe ve bilgi edinirler. Kampın başladığı 1 Ağustos 1907 tarihi Dünya genelinde İzciliğin resmen başladığı tarih olarak kabul edilir ve Dünya İzci Fular Günü olarak her yıl kutlanır.
    

     
1908 yılında “Scouting For Boys - Erkek Çocuklar İçin İzcilik” adlı kitabını yazdı, resimledi ve yayınladı. Kitap dönemin en pahalı dördüncü kitabı olmasına rağmen, İngiltere’de, İncil ve Shakespeare’in ardından en çok satılan üçüncü kitap oldu. Bu ilgi daha sonra bütün dünyaya yayıldı ve birçok ülkede milyonlarca basıldı. İzcilik fikri dünya gençliğini oldukça etkilemişti.
1909'da İngiltere Crystal Palace’da yaklaşık 10.000 izcinin katıldığı ilk İzcilik Konferansı’nı gerçekleştirir ve bu başarının ardından kendisine İngiltere Kraliçesi tarafından “Sir” ünvanı verildi.
İngiltere'den sonra izciliği tanıyan ilk ülke 1908 yılında Cebelitarık ve Malta'dır. Onları Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika takip eder. İngiliz hâkimiyeti dışındaki ülkelerden izciliği ilk tanıyan ülke ise Şili'dir. 1910 yılında ise, izcilik Arjantin, Fransa, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, Hindistan, Meksika ve ABD gibi ülkelere yayılır.
1916’da ünlü çocuk romanları yazarı Rudyard KIPLING ve eğitimci Vera Berklay ile birlikte evrensel amaçlarını ve eğitim metodunu saptayıp kamuya açıkladığı İzcilik, tüm Dünya’da bir kardeşlik havası içinde hızla yayıldı.

1916 yılında İzcilerin kullanımına verilen Gilwell Park, 1919 senesinde hem eğitim, hem de kamp alanı olması amacıyla resmen açıldı.
1917 yılında İzcilikteki en küçük birim olan Oba ve obaların bir araya gelerek oluşturduğu Oymak yapısını geliştirdi. Oba ve Aşama Sistemini uygulamaya koydu.
1918’de Rover (Ergin) İzcilik prensiplerini belirleyerek Barış İzcileri kavramının Dünya genelinde yayılmasını sağladı.

         
Baden-Powell izci liderlerine yardımcı olması amacıyla 1919 yılında “Aids to Scoutmastership - İzci Liderinin El Kitabı”, 1922 yılında da Ergin İzciler için “Rovering to Succes - Ergin İzcilikte Başarıya Giden Yol” adlı kitaplar yazmıştır.
(1919'da Gilwell Park’ta yapılan Wood-Badge Eğitimi)
1920 yılında Londra Olympia’da, 34 ülkeden 8.000 İzcinin katılımıyla, ilk Dünya Jamboree’sini gerçekleştirdi ve burada Dünya İzcileri tarafından Baden-Powell’a Dünya Başizcisi unvanı verildi. (Jamboree, dört yılda bir yapılan Uluslararası İzci Kamplarına verilen addır.)
Kendisine “Gilwell Lordu” da denilen B-P son yıllarını çok sevdiği Kenya’da geçirdi. 8 Ocak 1941 yılında öldüğünde, kendi isteği üzerine, Afrika’da askeri bir törenle Nyer’deki mezarlığa gömüldü. Bu törende tabutu dört asker ve dört Afrikalı İzci tarafından taşınmış, Avrupa, Asya ve Afrika’dan gelen 50 izci de dünya izciliğini temsilen törene katılmıştır.

ÇERÇEVE YAZI 2: 
TÜRKİYE’DE İZCİLİK 
        İzcilik İngiltere'de kuruluşundan kısa bir süre sonra, ülkemizde “Keşşaflık” adı altında görülmeye başlanır.
Türkiye’de İzciliğin ilk kurucuları hakkında çeşitli görüş ve fikirler mevcuttur. 
Osmanlı Döneminde İzcilik
Darüşşafaka Beden Eğitimi Öğretmeni ve Oymakbeyi B. Sami KARAYEL’in 1914 tarihli “İzci Rehberi” isimli izci kitabında, Türkiye’de İzciliğin ilk kurucuları Nafi Atıf KANSU ve Ethem Nejat Bey olarak görülür.
Edirne Muallim Mektebi’nde Nafi Atıf KANSU tarafından 1910’da başlatılan ilk keşşaflık çalışmaları Edirne’nin Bulgar işgaline uğramasıyla sekteye uğrar. İstanbul’daki ilk düzenli İzci üniteleri ise Edirne’den İstanbul’daki çeşitli okullara nakledilen Keşşaflardan (İzcilerden) gelen talepler doğrultusunda, 1911-1912 öğretim yılında Darüşşafaka, Galatasaray ve İstanbul Liseleri’nde eş zamanlı olarak kurulmaya başlar. Galatasaray ve Kabataş Liselerinin Beden Terbiyesi öğretmenleri olan Ahmed ve Abdurrahman ROBENSON Kardeşler de bu ünitelere kısa bir süre sonra rehberlik hizmeti vermeye başlarlar.
(Osmanlı Keşşafları)
Buna karşılık, İstanbul İl İzci Kurulu Başkanlarından Rıza BEDİZ, 1955 yılında yayınladığı “İzcilik ve İzci Kampları” adlı kitabında Türkiye’de İzciliğin 1909 yılında İstanbul’da Galatasaray ve Kabataş Liseleri'nde, babaları İngiliz subayı olarak Hindistan’da görev yaptığı sırada Müslüman olan ve daha sonra İstanbul’a yerleşen, anneleri ise Hintli olan Ahmet ve Abdurrahman ROBENSON Kardeşler tarafından başlatıldığını yazar. Ancak dönemin gazetelerinde yer alan haberlerden öğrendiğimize göre, İstanbul’da 1909-1911 yılları arasında yapılan faaliyetler daha çok Levantenlerin ilgi gösterdiği bedensel zindelik adına yapılan günübirlik doğa gezileri ya da piknik şeklindedir, henüz Keşşaflık (İzcilik) bilinciyle yapılmamaktadır.
(Ahmed ve Abdurrahman ROBENSON Kardeşler)
Balkan Harbi’yle birlikte İzcilik duraklama devresine girer. Harpten sonra 1912 yılında İzciliği yeniden canlandırmak amacıyla, İngiliz düşmanı ve Alman hayranı olan Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya Belçikalı olarak takdim edilen, babası İngiliz, annesi Belçikalı olan ve İngiliz hükumetinin verdiği özel görevle Belçika’da ve “Başizci” unvanıyla Amerika Birleşik Devletleri’nde İzcilik Hareketi’ni yönlendiren Herold PARFIT getirtilir. Parfit, İzciler Ocağı’nı kurar ve Mayıs 1912’de İstanbul’da sistemli izcilik faaliyetlerine başlar. Bu nedenle, Türkiye'de izciliğin kuruluş tarihi olarak 1912 yılı zikredilir.
(1914 tarihli, İzci Ocağı İç Nizamnamesi)
24 Nisan 1914 yılında Kâğıthane sırtlarında ilk Oymakbaşı Kursu yapılır. 16 Oymakbaşı başarı ile kurstan mezun olur.
I. Dünya Savaşı başlamadan az önce, Harold PARFIT hakkında İngiliz ajanı olduğu söylentileri İstanbul basınında yer alır ve görevinden azledilerek geri gönderilir.
İzcilerin, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında bütün cephelerde savaştığını günümüze kalan belgelerden anlıyoruz. Çanakkale Savaşları esnasında 18 Mayıs’ı 19 Mayıs 1915’e bağlayan gece, Kabatepe Kanlısırt Mevkii'nde yapılan taarruzda, 2. Tümen içinde yer alan İstanbul Erkek Lisesi İzci Oymağı tümüyle şehit oldu. Bu sebeple 18 Mayıs tarihi, “Türkiye İzcileri Günü” olarak kabul edilir.)
1920 yılında İstanbul’da çok sayıda İzci Oymağı kurulur.

Cumhuriyet Döneminde İzcilik
Cumhuriyetin ilk yıllarında okullarda İzci Oymakları kurulmaya başlanır Hükümet, İzcilik işlerinin yürütülmesini zamanın Milli Eğitim Bakanlığı'na verir.
(İzciler Atatürk’le)
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, 1923’de kurulan “Türk izci Ocağı” karargâhı tarafından kendisine yapılan Başbuğluk teklifini kabul eder. Yolladığı cevabi telgraf şöyledir:
İstanbul Türk izciler Ocağı Riyasetine,

         Vatana yüksek seciyeli ve metin ruhlu gençler yetişmesini temenni eylediğim İstanbul Türk izciler Ocağının Başbuğluk teklifini büyük bir hiss-i iftiharla kabul ediyorum. Genç arkadaşlarıma teşekkür ve selamımın tebliğini rica ederim, efendim.

         T.B.M.M. Reisi
Başkumandan
Gazi Mustafa Kemal

1923 yılında Baden Powell’ın “Erkek Çocukları İçin İzcilik” kitabı Türkçe’ye çevrilir.

1926 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nca bir tamimle okullarda İzci Oymakları’nın kurulması öngörülür. İzcilik eğitsel bir faaliyet olarak yaygın bir şekilde yapılmaya başlanır.
1927 yılında beşincisi yapılan Cumhuriyet Bayramı’nda Ankara’da Türkiye İzcileri’nin toplanması ve Törene iştiraki sağlanır. Törene katılan Oymaklar uygun adım yürümek üzere askeri disiplin altında çalıştırılır.
12 Mayıs 1928 tarihinde 1246 sayılı “Türkiye’de Gençlik Teşkilatının Türk Vatandaşlarına Hasrı Kanunu” kabul edilir. Bu kanunla İzcilik, Türkiye’de devletin kontrol ve denetimi altına alınır.
1933 yılında Ankara’da yapılan Cumhuriyet’in 10. Yıl Törenlerine binlerce İzci tek tip giysi ve donanımlarla katılır. İzci Oymakları kız ve erkek İzciler olarak ayrı ayrı sıraya sokulur, İzci Taburları oluşturulur ve askeri disiplinde uygun adım yürüyüş talimi yaptırılır.
(1945 yılında, İzci kızlar Menemen’de Şehit Kubilay Anıtı’nın önünde.)
1949 yılında “Erkek İzciler Yönetmeliği” kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Bunu takip eden yıllarda “Yavrukurt Yönetmeliği” ve “Kız İzciler Yönetmeliği” hazırlanarak yürürlüğe konur.
1950 yılında, Türkiye İzcileri, Dünya İzcilik Hareketi Organizasyonu-WOSM’a kabul edilir. WOSM’un 1963’e kadarki adı, Uluslararası Erkek İzciler Bürosu-BSIB’tir.
Dünya İzcilik Hareketi’nden gelen, Türkiye’de İzciliğin sivilleşmesi talebiyle, 5 Eylül 1955’te ilk “Sivil Türk İzcilik Teşkilatı” konumundaki Türkiye İzciler Birliği-TİB kurulur.
1968 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nca kapsamlı olarak hazırlanan Türkiye İzcileri Yönetmeliği yürürlüğe girer. Ancak bu yönetmelik, dönemin siyasal gençlik hareketlerinden duyulan endişe ile son derece statükocu bir yapıdadır. İzciliğin sadece devlet eliyle ve bürokratik izin ve destekle yapılmasına imkân tanır.
1970 yılında İzcilik faaliyetleri Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredilir. Böylece İzcilik, Türkiye’de ilk kez bir sportif faaliyet algısıyla karşımıza çıkar.
1975 yılında Ankara merkezli olarak Türkiye Kız İzciler Derneği kurulur.
1977 yılında Türkiye Kız İzciler Derneği, Dünya Kız İzciler ve Rehberler Teşkilatı-WAGGGS’a kabul edilir.
Kısıtlı ve zor şartlar altında da olsa, İzciliği bir spor dalı olarak kabul etmeyen, Sivil İzcilik anlayışıyla İzcilik yapmaya çalışan Türkiye İzciler Birliği-TİB’nin faaliyetleri de diğer tüm parti, sendika ve derneklerle beraber 12 Eylül 1980 Askeri İhtilali sürecinde durdurulur. TİB, 1955-1980 arasındaki 25 yıl içinde, evrensel İzcilik gelenekleriyle Türk örf ve âdetleriyle harmanlamış, Türkiye’nin milli-manevi hassasiyetlerine saygılı bir İzciliğin ülke genelinde oturtulması adına Türkiye İzciliğinde büyük faydalar sağlar. Parti, sendika ve dernek faaliyetlerine yeniden izin verildiğinde ise yasal süresi içinde tekrar açılmadığı için tamamen kapanır.
1983 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlıklarının birleştirilmesi ile kurulan Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı döneminde de izcilik çalışmaları tek elden yönetilerek farklı bir boyut kazanır. Bu dönemde Türk İzciliği kısmen canlanır ve gelişir.
1989 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı birbirinden ayrılır. İzcilik de her iki bakanlık arasında farklı üniforma renkleri ile yapılmaya başlanır. MEB bünyesinde kurulan Okuliçi Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik Dairesi-OBESİD okul içi İzcilik faaliyetlerini yürütürken, GSB bünyesinde kurulan Beden Terbiyesi ve Spor Genel Müdürlüğü de Sportif İzcilik faaliyetlerinin yürütülmesini üstlenir.
1992 yılında Başbakanlık Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde Türkiye İzcilik Federasyonu-TİF kurularak, Sportif İzcilik faaliyetleri bu federasyon tarafından yürütülmeye başlanır.
Bu gelişme üzerine 1992 yılı itibarıyla Dünya’daki uluslararası iki teşkilat olan WOSM ve WAGGGS Türkiye’deki İzcilik faaliyetlerinin temsilcisi olarak yalnızca TİF’i kabul eder.
1999 yılında yıllarca İzcilik yapmış bir grup İzci Lideri, Türk İzciliğinin sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm aramak amacıyla Ankara merkezli İzcilik Gönüllüleri Derneği-İGD’yi kurar. Dernek ilk yıllarında Türkiye İzcilerinin yeniden tek çatı altında toplanması adına etkin girişimlerde bulunsa da, bu girişimlerden olumlu bir sonuç çıkmaz.
2006 yılında, 14 yıl Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak çalışan Türkiye İzcilik Federasyonu-TİF’e, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yeniden yapılanmasıyla kurulan Spor Genel Müdürlüğü’nün bünyesinde “özerk federasyon” statüsü verilir.
2008 yılında sivil bir izcilik kuruluşu olan İzci Dernekleri Federasyonu-İDEF, Ankara merkezli olarak kurulur ve 8 ilden üye dernekleriyle kısa bir dönem faaliyette bulunur, daha sonra faaliyetsiz kalır.
2010 yılında İzci Dernekleri Federasyonu-İDEF’ten ayrılan kimi dernekler, Kayseri merkezli sivil bir izcilik kuruluşu olan Kapadokya İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu (KAPİF)’i kurar ve 5 ilden üyeler ile faaliyetlerini sürdürür.
2011’de Milli Eğitim Bakanlığı yeniden yapılanır ve Okuliçi Beden Eğitimi, Spor ve İzcilik Dairesi-OBESİD kapatılır. O güne kadar okullarda eğitsel bir faaliyet olarak yapılan İzcilik çalışmaları, okullarda kurulacak spor derneği/kulüpleri vasıtasıyla Sportif İzcilik olarak yapılmaya sevk edilir. OBESİD’in yönetiminde olan İzcilik Tesisleri, Gençlik Hizmetleri ve Spor Bakanlığı’na devredilir. Bu durum, MEB kökenli İzci Liderleri arasında büyük oranda kabul görmez ve okullarda yapılan İzcilik çalışmaları durma noktasına gelir. Kimi okullardaki İzcilik faaliyetleri egzersiz niteliğinde ve Türkiye İzcilik Federasyonu-TİF’ten bağımsız olarak yürütülür.
2011 yılında Anadolu İzcilik Platformu, Muğla Merkezli olarak ve daha sonra Anadolu İzcilik Federasyonu-AİF’e dönüşmek üzere kurulur. Ancak federasyonlaşma işlemleri tamamlanamaz ve platform olarak kalır.
2014 yılında Sakarya merkezli olarak Trakya İzciler Birliği Federasyonu-TİB, sivil bir izcilik kuruluşu olarak ve “1955 kuruluşlu Türkiye İzciler Birliği-TİB’nin devamı niteliğinde” kurulur. Kısa bir sürede, 21 ilde izcilik faaliyetlerine başlar.
2014 yılında Kapadokya İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu (KAPİF), Dünya Bağımsız İzciler Federasyonu-WFIS’in Türkiye’yi Ortadoğu’da kabul etmesi sebebiyle WFIS’in Ortadoğu Bölgesine üye olur.
2015 yılında Trakya İzciler Birliği Federasyonu-TİB, Dünya Bağımsız İzci Organizasyonu-WOIS’in Avrupa Bölgesi üyeliğine kabul edilir.
2015 yılında Kapadokya İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu (KAPİF), etkin çalışmalarının karşılığını alır ve Bağımsız İzciler Federasyonu-WFIS’in Avrupa Bölgesi’ne kaydırılır.
2015 yılında olarak Trakya İzciler Birliği Federasyonu-TİB, yaptığı sunumla Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu-UNESCO tarafından çocuk, genç ve yetişkinlerin gelişimine katkı veren eğitimsel bir kurum olarak tanınır ve Türkiye’deki Dünya Mirası proje ortakları arasına dinamik işgücü sağlamak ve kamuoyu oluşturmak üzere alınır.
2017 yılında WOIS 6. Dünya İzci Lideri Eğitimcileri Semineri-TTT, İstanbul’da yapılır.
2017 yılında İzcilik Gönüllüleri Derneği-İGD, Uluslararası İzcilik ve Rehberlik Gönüllüleri-ISGF’nin Avrupa Bölgesi üyeliğine kabul edilir.
2018 yılında WOSM Avrupa ve Arap Bölgeleri İzcilik Teşkilatları Toplantısı İstanbul’da yapılır.
2018 yılında WOIS-Britanya tarafından Birleşik Krallık (İngiltere) vatandaşlarına yönelik olarak Gilwell Park’ta açılan İleri Liderlik Eğitimi’ne, WOIS-Türkiye/TİB İzci Liderleri, eğitimi yönetmek üzere davet edilirler. Orhan TAYMAZ (WB4), Esin AKGÜR (WB4) ve Osman BALCIGİL (WB3)’den oluşan üç kişilik eğitim kadrosu, Gilwell Park’ta açılan İleri Liderlik Eğitimini yönetir.
2018 yılı eylül ayında Türkiye’deki İzcilik kuruluşlarının uluslararası tanınma ve temsilcilik durumu şöyledir:
İzcilik Gönüllüleri Derneği-İGD
Uluslararası İzcilik ve Rehberlik Gönüllüleri-ISGF
Kapadokya İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu-KAPİF
Dünya Bağımsız İzciler Federasyonu-WFIS
Trakya İzciler Birliği Federasyonu-TİB
Dünya Bağımsız İzci Organizasyonu-WOIS
Türkiye İzcilik Federasyonu-TİF
Dünya İzcilik Hareketi Organizasyonu-WOSM
Dünya Kız İzciler ve Rehberler Teşkilatı-WAGGGS
GHSB Spor Genel Müdürlüğü’ne ait 2017 yılsonu verilerine göre, Türkiye İzcilik Federasyonu-TİF’in 13.748 aktif Sporcusu vardır.
WOIS’in 2017-2018 İzcilik Dönemini kapsayan nüfus sayımında Trakya İzciler Birliği Federasyonu-TİB’nin aktif İzci sayısı 7.217’dir.
Kapadokya İzcilik ve Gençlik Kulüpleri Federasyonu-KAPİF’in aktif izci sayısı hakkında henüz bir veri yayımlanmamıştır.
İzcilik Gönüllüleri Derneği’nin toplam İzcilik Gönüllüsü üye sayısı ise 200 civarındadır.

Yorumlar

Popüler Yayınlar