BAĞIMSIZ İZCİLİK NEDİR?

"Türkiye'de izciliğe yeterli destek veriliyor mu? Bağımsız İzcilik kavramı nedir?" diye sık sık sorulur oldu.
Bunun soruluyor, sorgulanıyor olması bile izcilik camiası kadar kuralcı bir topluluk için bir mucize değil midir? Bağımsız olduğu sanılan ayağı prangalı bir izcilikten bağımsız izciliğe geçiş öyle hemen olacak iş değildir. Fakat bunun için ömürler boyu bekleyecek de değiliz. Zira Türe Yolu'nda durmadan ilerleyen gerçek izciler neyin, nerede, ne zaman, nasıl ve kimlerle yapılması gerektiğini bilirler, bunu da planlar ve bir program dahilinde hayata geçirirler. Gün gelir, bakarsınız tüm yurt izcileri tam bağımsız, gerçek izci oluverir.
Yıllardır Türkiye'de izciliğe yeterince destek verilmediğinden dem vurulur. Oysa İzciler, kendi imkânlarıyla yetinmeyi, kısıtlı imkânlarla dahi çevrelerine mutluluk dağıtmayı, hayata bir farkındalık getirmeyi becerebilmelidir. İzcilik "gönüllülük" ilkesi üzerine inşa edilmiş bir harekettir. Bir yerlerden maddi destek beklemek, bunun için İzcilik yapmak/yapmamak, izcilikten şahsen rant elde etmek, -evrensel anlamda- izcilik ruhuna ve felsefesine aykırıdır.
Kısacası, izcilik tam tersine kimseden maddi bir destek beklemez; barıştan, doğadan ve insandan yana olan her oluşuma, işbirliği içinde destek verir. İzciler kendi aralarında, toplumsal yaşam ve genel ahlaka saygılı, kanun ve tüzüklere uygun olarak, sırasıyla, mahalli, yerel, bölgesel, ulusal, evrensel olarak İzcilik amacı etrafında örgütlenirler. Ancak en küçük İzcilik birimi olan "Oba" dahi, en üst seviyedeki "Dünya Komitesi" kadar tüm evrensel izcilik değerlerine uygun davranmak mecburiyetindedir. Yukarı seviyelerde başka, aşağı seviyelerde daha başka yapılan bir izcilik olamaz; izciliğin temel ilkeleri bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye değişmez. Her boyuttaki izcilik yapıları, diğer sivil toplum kuruluşları ile ilgi alanlarına giren konularda, sosyal projeler geliştirir, uygularlar, ortak platformlar oluşturur, faaliyetler yapar ve her türlü hukuksal girişimde bulunabilirler. Bunun karşılığında ise sadece sevgi, huzur, manevi destek ve bir pırıltı alırlar. Bu pırıltı, kâh bir çocuğun gözünde, kâh bir rozetin üzerindedir.
İzciliğin beklediği yegâne destek, toplumsaldır. Sivil ve yerel yöneticilerle, izci velileriyle yapılacak işbirlikleri çerçevesinde izciliğin gereksinim duyduğu önemli imkânlar sağlanabilir, ilgili kanunlara bağlı kalarak özel ve tüzel kişiliklerden de bağış alınabilir.
Burada Bağımsız İzciliğin ne anlama geldiğini de iyice açıklamak lazım. Zira, Türkiye İzcileri'nin çoğu bilmiyor.
Dünya İzciliğinde son 30 yıldır iyice yükselişe geçen "Sivil İzcilik" anlayışı doğrultusunda uluslararası izcilik organizasyonları da devlet kurumlarından ayrı olarak, sadece izcilik içinde yapılanılmasını öngörüyor ve istiyordu. Fakat bu konuda mevcut uluslararası yapıların yetersiz olduğu, kendi içinde çelişkiler yaşadığı görüldü ve tam bağımsızlığa endeksli yeni uluslararası izcilik organizasyonları kuruldu. Maddi imkânlar açısından kendi ayakları üzerinde durabilen, devletlerin/hükumetlerin siyasetinden ayrı olarak kendi izcilik anlayış ve politikalarını belirleyebilen, özgürce karar alabilen, ilgilendiği her konuda inisiyatif sahibi, üzerinde devletin emir-komuta erkinin bulunmadığı İzciliğe, "Bağımsız İzcilik" deniliyor.
Türkiye'de iki adet tam bağımsız sivil izcilik federasyonu vardır: TİB ve KAPİF. Bir devlet kuruluşu olan ve özerk spor federasyonu statüsündeki TİF ise mevcut kuruluş yapısı itibarıyla bağımsız izciliğin tanımına uymamaktadır. Devlet erkinin emrine bağlı kurumlarda yöneticiler bir imza ile görevden alınabilir ya da kurum bir emirle kapatılabilir. Sivil Toplum Kuruluşları ise Türkiye'nin de kabul ettiği uluslararası yasaların koruması altındadır ve ancak mahkemeler tarafından faaliyetten men edilebilirler.
Çağdaş ülkelerin devletleri, uluslararası finans organizasyonları (Dünya Bankası, Avrupa Birliği Fon Yönetimi, Ulusal/Bölgesel Ajanslar vs.) eliyle sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine yıllık olarak belli bir fon ayırır. Bu finans organizasyonları yine bağımsız-sivil bir yapıda olmak zorundadır ve sivil toplum tarafından geliştirilen projelerin hayata geçirilmesinde toplumsal yarar ve siyasal dengeleri gözeterek kaynak sağlar, destek verirler. Gelişmiş ülkelerde devletler/hükumetler, mülki idare işleyişi dışında, direkt olarak istedikleri kuruluşa maddi kaynak aktarmaz, taraf olmazlar.
Ülkemizde de en kısa zamanda aynı şekilde bağımsız finansal yapıya kavuşmayı ve devlet tarafından izciliğe ayrılan fonun izcilik federasyonları arasında dengeli olarak dağıtılacağını ve Bağımsız İzcilik yapılacağını ümit ediyoruz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar