BİRLİKTE BAŞARDIK

Dile kolay! TİB’nin kuruluşu üzerinden tam 5 yıl geçti. Ama nasıl geçti? Ne fırtınalar, ne badireler atlatıldı. Bu 5 yılın öncesinde de yıllar süren bir hazırlık safhası vardı tabii. 2010’da Marmaris’te başlayıp Türk İzciliğinin 100. Yılı olan 2012’de İstanbul’da yapılan toplantılarda hep Türkiye İzcilik Camiasının birikmiş beklentilerine ne şekilde cevap verilebileceği konuşuldu. Türk İzciliğinin mevcut hâli ve neler yapılması gerektiği en ince ayrıntılarına kadar irdelendi, sosyal medyaya taşınıp günlerce tartışıldı. O günlerde yaşananları tekrarlamaya gerek yok. Her şey herkesin gözünün önünde yaşandı ve geride kaldı. Yürürlükteki kanunlara bağlı olarak, 2014 yılının Haziran ayının ikinci yarısında, kısa adı yine TİB olacak şekilde ve coğrafik olarak Avrupa kıtasında olduğunu taşıdığı isimle kanıtlayacak olan Trakya İzciler Birliği Federasyonu’nun kurulmasına karar verildi. Yeni TİB, eski TİB’nin geleneklerine bağlı, evrensel izciliğe açık, yenilikçi, çağdaş bir yapı olacaktı. Büyümeye-gelişmeye kapalı kalmamak için Evrensel İzciliği hedefleyecek ve Uluslararası İzcilik değerlerini öne çıkaracaktı. Hazırlıklar bu yönde yapıldı, Ana Tüzük ve iç yönetmelikler çağın gerektirdiği güncellemeler yapılarak tamamlandı. 22 Haziran 2014’te Federasyon Tüzüğü kurucu derneklerin onayına sunuldu, dernek başkanlarının imzasına açıldı. Tüzük ilden ile kargo ile yollandı ve imzaların tamamlanmasıyla birlikte TİB’nin resmi kuruluşu 8 Temmuz 2014’te tamamlandı. O günlerde TİB’nin kurulduğuna inanan kadar inanmayan da oldu. Öyle ya! Onca yıl süren uğraşa rağmen yapılamayan, neredeyse hiç yapılamayacağına inanılmış bir işti bu. Mülki idare tarafından onaylanmış resmi kuruluş tüzüğünü görmeden kurulduğuna inanmayan duayenler dahi oldu. Fakat kurulmuştu işte! 30-31 Ağustos 2014’te Sakarya’da yapılan genişletilmiş bir toplantı ile TİB’nin kuruluş bildirgesi yayınlandı. Bu defa, “Vay sen misin kuran!” safhası başladı. İzcilik Camiası içindeki çeşitli gruplardan, çiçeği burnundaki TİB’ye karşı bir hayli yıkma ve yıldırma çabası gösterildi. Kurucuların İzcilik geçmişleri, geçmişte yaptıkları iş ve eylemler sorgulandı, “Hele bir İzci Ünitesi kursunlar da görelim!” denildi. Bu dedikodu ve kaygıları gidermek için kuruluşu takip eden altı ay içinde kuruluş içinde yapılması gereken birkaç küçük değişiklik yapıldı. Kuruluşunda TİB içinde yer alan, ancak eskiden edinilmiş negatif alışkanlıkları TİB’ye taşıyan ve TİB’ye zarar veren tavır ve davranış sergileyenlerin TİB dışına çıkması sağlandı. Böylece gençlerden oluşan daha sağlıklı bir yapılanmaya gidildi, geçmiş geçmişte bırakıldı ve TİB’nin kurumsal anlamda önü açıldı. TİB’nin daha uzun yıllar kalıcı olabilmesi için uluslararası bir organizasyona üye olması ve evrensel anlamda tanınması gerekliydi. Uluslararası İzcilik Organizasyonlarının tamamı ile görüşüldü, içlerinden TİB’nin genel İzcilik beklentisine en uygunu seçildi. Şubat 2015’te Dünya Bağımsız İzci Organizasyonu’na katılmasıyla birlikte TİB’nin yolu iyice aydınlandı. UNESCO tarafından onanmış bir uluslararası İzcilik yapısı olan WOIS’in Avrupa Bölgesine dahil olmak, TİB’nin vizyonunu daha da genişletti. İzci Üniteleri, WOIS’in öngördüğü şekilde açıldı ve yapılandırıldı. İçeriden yapılanmalar ve dışarıdan katılımlarla daha 2015’te ciddi bir izci nüfusuna ulaşıldı. Kervan yola düzülmüş, teker dönmeye başlamıştı ve kısa sürede medyaya düşen görüntü ve haberlerle TİB'nin izci nüfusu binlerle ifade edilecek sayılara ulaştı. Bugün itibarıyla TİB’nin izci nüfusu 9 binin üstündedir. Basit bir hesapla her yıl 2 bine yakın yeni izci kazanılmış. TİB kısa sürede Türkiye’nin, hatta Avrupa’nın en hızlı büyüyen, Dünya'nın nüfusuna oranla en fazla faaliyet yapan İzcilik kuruluşu hâline geldi. Haliyle yakalanan her başarı, yakalanacak yeni başarıların da habercisi oldu. TİB bugün, aynı anda yurdun birçok ilinde eş zamanlı İzcilik faaliyetleri yapabiliyorsa, bunu başta İzci Velilerinin ve İzcilerin güvenini kazanmaya ve Lider kadrolarının birbiriyle olan kardeşlik bağına ve azimli çalışmasına borçludur. Yakalanan bu büyük başarının bütün paydaşlarına teşekkür ediyoruz. Geçen beş yıl içinde belediyeler, üniversiteler gibi birçok kamu kuruluşuyla verimli işbirlikleri yapıldı. Kurumsal eğitim programları geliştirildi, pilot uygulamalar başarıyla yapıldı. Dernekler bünyesinde yürütülen proje bazlı İzcilik çalışmalarına -devlet dışından- sponsorların desteği sağlandı. Küçük adımlarla büyük İzcilik hedeflerine yürüme, nitelikli büyüme idealinden asla vazgeçilmedi.
Nüfusça kalabalık bir kurumun elde etmesi epey zor olmasına rağmen, almaya hak kazanılan ISO 9001:2015 ve ISO 14001:2015 belgeleri ile İzcilik eğitim ve faaliyetlerinin uluslararası standartlarda tanınırlığı sağlandı. Böylece TİB, Dünya İzciliğinin standartlarını saptayan lider bir kuruluş hâline geldi. Bu başarıyı elde ederken her şeyden önce kurumsal kimlik içinde sorumluluk alarak davranıldı, 7'den 70'e her aşamada bütünlük ve denge korundu. Uzun yıllar sürecek daimi başarının asıl anahtarı böylece elde edildi. Dernekler bünyesinde oluşturulan İzci Üniteleri yapılan özverili çalışmalarla, emek ve çaba ile kısa sürede Türkiye’nin izcilikteki yüz akı oldu. Yurt ve Dünya genelinde ses getirdi. TİB İzci Liderlerinin kariyerli, donanımlı gönüllüler olmalarının “sadece gerçek izcilik” için çalışmalarının bunda payı büyüktür.
2017’de yapılan WOIS Dünya Kongresinde, TİB’li İzci Liderleri üst düzeyde uluslararası görevlere seçildi veya getirildi. Öyle ki bugün toplam 21 kişiden oluşan WOIS üst düzey görevlerinde tam 8 TİB üyesi görev yapıyor. Edinilen bu uluslararası görevler ile Türkiye İzciliğinin 1912’den bu yana elde edemediği başarılı bir döneme girildi. Avrupa ve Dünya İzciliğinde TİB adına küçümsenemeyecek bir kurumsal itibara ulaşıldı. Kendi içinden yetiştirdiği genç İzci Liderlerinin tam donanımlı İzci Liderleri olmasını sağlayan TİB, beş yıl içinde kuruluşunda hayal dahi edilemeyecek bir başarı ivmesi ile kendini Yurt ve Dünya İzciliğinde kanıtladı. Ne mutlu ki, Dünya genelinde “Türkiye İzcileri” denilince, bugün önce TİB İzciliği akla geliyor. TİB içinde, Türkiye İzciliğini Dünya İzciliğinin zirvesine oturtmak için imkânlar dâhilindeki elden gelen en iyi performans özveriyle sergileniyor. Önümüzdeki beş yılda ise, TİB adına kurumsal kalıcı maddi imkânların sağlanması yönünde yine el ele, omuz omuza birlikte çalışılacağına inanıyorum. Zira, TİB için en önemli şey, toplam kalitede başarıya ulaşmak ve kalıcılığı sağlamaktır. Kişisel ihtiraslardan uzak bir kurumsal birliktelikle, İzci Kardeşliği içinde bunu başarmak da hiç zor olmayacaktır. Birlik ve beraberlik içinde olunduğu sürece TİB’nin yolu aydınlık, ufku açıktır! Türkiye İzcilerinin geleceği TİB ile teminat altına alınmıştır. TİB’de ayrı gayrı yok! Her yaş ve kesimden, her görüşten İzciler ile Türkiye İzcilerinin parlak geleceği birlikte inşa ediliyor. İnsani ve çevresel değerler öne çıkarılıyor. Halkla beraber, halkın içinde şeffaf izcilik yapılıyor. Yerel, bölgesel, ulusal değerler ile Evrensel izcilik değerleri arasındaki denge itinayla sağlanıyor. Nicelikten çok nitelikli büyümeye önem veriliyor. Böyle de devam edilecektir.
Birlikte yakalanan başarı ve yakalanacak güç ile Cumhuriyetimizin 100. Yılı'nı yine birlikte kucaklayacağız. Biz Birlikte İzciyiz. Biz Türkiye’nin İzcileriyiz… DAİMA! Orhan TAYMAZ
Uluslararası Daimi Baş İzci Lideri Eğitimcisi (WB4) TİB Genel Başkanı WOIS Dünya İzcilik Programı Komiseri WOIS Dünya Eğitim Kurulu Üyesi

Yorumlar

Popüler Yayınlar