İZCİLİK MASALLARI

İzcilikle ilgili olarak yerinde yaptığım araştırmalarda, ziyaret ettiğim mekânlar ve ulaştığım belgelere bakınca, dürüst olmaya ant içmiş birçok İzci Lideri tarafından "ateş başı masalları"na inandırıldığımızı, bu inançla da İzciliği gözümüzde fazlasıyla büyüttüğümüzü anlıyorum. Da bu bilgileri geçmişte kitap hâline getiren ve Türkiye İzciliği'ne armağan ettiğini söyleyen, hatta Başizcilik, Federasyon Başkanlığı yapmış isimler neden kolayca ulaşabilecekleri bu belgeleri incelememişler ve uluslararası olarak anlatılan her masalı doğru kabul edip, tercüme etmiş ve kitaplarına koymuşlar; işte ben bunu bir İzci olarak anlayamıyorum. Söylenceler ve gerçekler bu kitaplarla iyice birbirine girmiş, İzcilik Tarihini yazmaya soyunan herkes bir şeyler katmış, tarihi kendine göre süslemiş(!) İşin yoksa ayıkla pirincin taşını...

WOIS'in Wood-Badge Eğitim oturumları arasında yer alan "Ne doğru, ne yanlış?" forum bölümünün neden konulduğunu şimdi çok daha iyi anlıyorum. Dünya İzcilik Tarihi, Anglosakson kültür tarafından kendini yüceltmek ve bundan gelecek çıkarlarını korumak amacıyla yazılmış ve günümüzden bakıldığında toplum tarafından olumsuz olarak algılanabilecek bazı gerçekleri, "çarpıtarak" demeyelim de güzelleştirerek yansıtmıştır. Eğer sivil, bağımsız ve gerçek izcilik yapacaksak oturup bunları da konuşmalıyız.

Gelelim Türk İzciliğinde yanlış bilinenlere:


• B-P yaşamı boyunca 6 Tahta İşareti takmıştır. 7 Tahta İşareti taktığının söylenmesi efsaneden başka bir şey değildir.

• Brownsea adasında 1 Ağustos 1907'de yapılan ilk kamp, 20 çocuk ve 2 yetişkin ile yapılmıştır. Çocuklar 14-18 yaş arasından ve özellikle ağzı sıkı aristokrat ailelerden seçilmiştir.

• Bugünkü modern kara ulaşım araçlarıyla Londra'ya 3 saat uzaklıkta bulunan, ayrıca yarım saatlik de bir tekne yolculuğu ile varılabilen Brownsea adasının seçilmesinin sebebi, askeri bir deneme olarak kampın gözlerden uzak bir yerde yapılmak istenmesi ve özellikle gazetecilerden kaçmaktır. 

• İzcilik, çocuk ve gençleri "askeri istihbarat" amaçlı olaylarda dikkat çekmeden kullanmak amacıyla projelendirilmiştir. Gizli bir proje olarak başlatılmış, sokaklarda gezen evsiz sefil çocuklar bu iş için ideal kitle olarak düşünülmüştür.

• Selam ve sol el tokalaşması üzerine atfedilen barış, kardeşlik vs. bildiğimiz her şey sonradan izciliği süslemek için üretilmiştir.

• Sol elle tokalaşmak, sağ elle silah kullanması engellenmesin için Britanya Ordusu mensuplarına emredilmiştir. Bir Kenyalı Kabile Reisi ile B-P arasında geçtiği ve sol el tokalaşmasını başlattığı söylenen diyalog, güzel bir masaldır.

• Gilwell Park bugün otel olarak hizmet veren, "değişik dinlerin kardeşliği" temalı bir park olmaktan öte bir yer değildir.

• Gilwell Park'ta artık izci üniforması giyen olmadığı gibi fular takan dahi yoktur. Bir kaç heykel ve eski fotoğraf, küçük bir sergi vitrini ve B-P'nin kamplarda kullandığı karavan dışında oranın izcilik tarihine geçmiş bir yer olduğunu ispat etmek çok zor. (Sanırım o tarihi de deniz aşırı ülkelerin izcileri gözlerinde büyüterek yazmış.)

• Tahta işaretleri B-P'ye Kenyalı bir Kabile Reisi tarafından hediye edilmemiştir. Britanya Ordusuna yenilerek kaçan Kabile Reisi'nin baraka-evinde araştırma yaparken bulunan ve el koyulan eşyalardandır.

• Harold Parfitt Belçikalı filan değildir. Belçika'da İzciliği başlatmak için görevlendirilmiş, anne tarafı Belçikalı olan Britanya Ordusu mensubu bir subaydır. Zamanında, İngilizleri sevmeyen, Alman hayranı Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa'ya bu şekilde yutturulmuştur.

• B-P, İzciliği askeri amaçlarla ve Büyük Britanya İmparatorluğu'na hizmet amacıyla kolonyal ve evrensel bir proje olarak sunmuştur. Böylece, Dünya genelinde Britanya Krallığına tam sadakatle bağlı, verilen görevleri -kendi öz kimliğiyle- sorgulamadan yerine getirecek nesiller yetiştirilecektir.

• Londra merkezinde bulunan Baden-Powel House Müzesi şimdi otel olarak hizmet vermektedir. İzcilikle ilgili tek bağlantısı ismi, bina girişindeki B-P heykeli ve binanın dış yüzüne asılmış zambak motifidir.

• Baden-Powel House Müzesi'nin içindeki eşyaların, bina otele çevrilirken Gilwell Park'a yollandığı bilgisi oradaki görevlilerce verildi. Ancak Gillwell-Park'ta küçük bir sergi vitrini ve B-P'nin karavanından başka bir şey yok. (Anlaşılan "Validebağ İzci Evi Vakası"nın bir başka türlüsü burada da yaşanmış.)

• Wood-Badge Eğitimleri 2. Dünya Savaşına kadar sadece Gilwell-Park'ta verilmiştir. Londra'nın hava saldırılarına maruz kalmasıyla Wood-Badge Eğitimleri, ABD'ye taşınmış ve böylece İngiltere dışındaki ülkelerde verilmesinin yolu açılmıştır.

Not: Bunların dışında, ulaştığım kaynak ve belgelerden, yabancı ülkelerin deneyimli-bilgili İzci Liderlerinden öğrendiğim, ancak bugüne kadar Türkiye'de hiç dillendirilmemiş bazı başka gerçeklerle de karşılaştım. Şu sıra bunların neden hiç dillendirilmediğini keşfetmeye, öğrenmeye ve anlamaya çalışıyorum. "Belki bir bildikleri vardır" diyerek itidalli-temkinli davranıyorum. Yoksa bunlarla ilk karşılaşan ben olamam, değil mi?

Yorumlar

Popüler Yayınlar