Tasavvuf ve İzcilik

GİRİŞ
Türklerde kuşak bağlama töreni çok eskilere uzanır.
Günümüzde Alevi ve Bektaşi kuşakları, eski Türk kuşaklarının devamıdır. Bektaşi kemeri, kuşaktır. Bektaşilikte kemer takmak, Kemer-best olmak veya Şed bağlamak, ezoterik yönden olgunluk ve yetkinlik olarak kabul edilir. Mesleki birlik içinde yer alan Âhiler ve Anadolu esnaf birlikleri olan Localar’da şed bağlama geleneği meslekte ustalığın belirtisi sayılmıştır. Kemer özel bir törenle kuşatılır. Âhilik, bilinen özellikleri ile, tarikat değil; belli ilkeleri, düzeni, aşamaları, giriş ve davranış törenleri olan bir iş örgütüdür. Bu örgüt, Avrupa’da da örnekleri görülen ve yasal bir kurum niteliği taşıyan Lonca niteliği gösterir. Örgüte belirli nitelikteki kişiler ancak öneri ile alınır. Örgüte girmesi uygun görülen kişiye özel bir giriş töreni yapılarak, kuşak yani “Şed” bağlanır. Örgüt üyeleri kardeş sayılır. Âhilikteki şed ile İzci fuları arasında benzerlikler vardır.
Hamdım, Piştim, Yandım!
Hz. Mevlana’nın “Hamdım, piştim, yandım!” buyurduğu gibi ilme meraklı öğrenci de hocasının yanında bir yandan öğrenmesi/uğraşması için yönlendirildiği sanat branşının gerektirdiği bilgi ve becerilere sahip olmak için ter akıtırken, diğer yandan da sanatın felsefesi, âdâbı, geçmişi, geleceği ve evrilececeği yer üzerine hocasının derslerine katılarak ruhunu ikmâl eden sohbetleri dinler.
Ekol sahibi sanatkârların gözetiminde usta-çırak, hoca-talebe ilişkileriyle asırlar boyunca tekemmül eden öz sanatlarımızın sağlam usullerle nesilden nesle intikalinde icazetin önemli bir rolü bulunmaktadır.
İcazet, sanatı hakkıyla öğrenen ve icra etmeye hak kazananlara verilir. İcazet; hocanın, öğrencisinin sanatına olan itimadının bir göstergesidir. Bu itimat dolayısıyla öğrenci, sanatına karşı özgüvenini artırır.
Hoca/usta icazetnameyi yazdığında öğrenci alın terinin, sabrının, azminin mükâfatını almış; artık sanatın anahtarı eline geçmiştir. Bundan sonra sanatta gidilecek yollar çalışma, alın teri, hoca/usta ile istişare ve gayret ile doğru orantılı olarak alınacaktır.
ADAY İZCİLİK
Tüm tasavvufi oluşumlarda bir hamlık-pişme-olgunlaşma dönemi vardır. Aday İzcilikte de “hamlık dönemine” denk düşecek bir adaylık süreci bulunur. Aday İzci adaylık süreci boyunca fular takmaz. Ne zaman -Ünite Lideri tarafından- İzciliğe yeterli görülürse, fuları o zaman takılır. İzcilerin çocuk ve gençlerden oluştuğu ve bu yaşlarda sabırsız olunduğu düşünülürse İzcilikte de adaylık süreci en çok üç ay olarak düşünülmelidir. Adaylık süreci bir Aday İzci’nin en az altı Oymak Çalışmasına katılmasıyla sonlandırılabilir. Adaylık sürecinde Aday İzci’nin yerine getirmesi gereken görevler, en baştan kendisine bildirilmelidir. Çocuk/genç adaylık süreci içinde Ünite Lider(ler)i tarafından dikkatle gözlenmeli ve İzciliğin ruhuna, felsefi yapısına uygun düşen davranışlar sergilediğine iyice emin olunmalıdır.
İzci olmaya hazır olduğu görülen Aday İzci’ye, zaman geçirilmeden İzci Sözü Töreni yapılmalı ve İzci olduğunun en bariz göstergesi olan İzci Fuları, kendi Ünitesinin lideri tarafından takılmalı ve İzci Sözü’nü verdiğine dair düzenlenmiş İzciliğe Kabul Sertifikası verilmelidir. Sertifikada hangi İzci Ünitesinde İzciliğe başladığı, fularını takan Ünite Liderinin adı ve İzci Sözünü verdiği tarih gün/ay/yıl olarak mutlaka yer almalıdır.
Günümüzde toplu İzci Sözü Törenlerinin sıkça yapıldığı bir gerçektir. Oysa İzci Sözü vermek görsel bir şölen olmaktan çok, “kişiye özel bir tören” olmalıdır. Aday İzci, o törenin kendisi için özel olarak yapıldığını bilmeli ve kalabalığın arasında kaybolmamalıdır. Bu nedenle toplu törenlerden mümkün olduğunca kaçınmak yerinde olacaktır.
Aday İzci’nin ailesi de törene davet edilmeli, hatta tören sonunda ailenin beraberinde getireceği ve Oymak’ta yer alan İzcilerin tümüne yapacağı -abartısız- bir kek/pasta ikramı ile Oymak Toplantısı lezzetli bir şekilde sonlandırılmalıdır. Bu son, İzci Sofrası şeklinde de yapılabilir.
İZCİLİK
Her çocuk ya da gence içindeki liderlik duygusunu açığa çıkartma, liderlik yapma ve başarmanın hazzını yaşama şansı mutlaka verilmelidir. Bireysel özgüven ve girişimcilik, İzcilikteki en önemli unsurlardandır. Takım çalışmasında uyumlu olmak, iş bölümü yapmak, üstlenilen bir işi elden gelen en iyi biçimde sonlandırmak, başarılan bir çalışmanın karşısında küçük bir ödülle ödüllendirilmek, İzci’nin özgüvenini ve girişimci ruhunu coşturur. İzcilik içindeki en küçük birim olan Oba’nın çalışma sistemi içinde bu fırsat sıklıkla yakalanacaktır. Bu sebeple, Oba Sistemi, İzciliğin en temel yapısıdır. İzci, bu yapı içinde “pişme dönemine” başlayacaktır.
Obabaşı seçilmek, yeni kurulan bir Obada daha çok çocuğun ya da gencin İzcilik öncesinden gelen bireysel özellikleri ile mümkün olacaksa da, oturmuş bir Oba içinde daha çok İzciliğe olan bağlılık, İzcilik bilgi ve becerileri öne çıkacaktır. Obabaşılık, İzci Liderliğine atılan ilk adımdır.
İzcinin tamamladığı bilgi/beceri aşamalarının sonucunda ödül olarak alacağı her arma onun İzcilikteki başarısının göstergesidir. Tabii ki bu başarının sergileneceği, başkalarına gösterileceği en iyi yer İzci Giysisidir. Armaların giysi üzerine dikilmesi, diğer izciler için de bir teşvik niteliğinde olacaktır.
ÜST BASAMAĞA GEÇİŞ
Bulunduğu basamağın görevlerini ve aşamalarını tamamlayan İzci, yaş ve olgunluk kıstasları da göz önüne alınarak bir üst basamağa geçirilmelidir. Geçiş için illa şu yaşta olmak diye bir zorunluluk yoktur. Bu konuda tek karar verici Ünite Lideri’dir.
Ünite Lideri, İzcinin bir üst basamağa geçiş için bilgi/becerilerine, hak edişine, psikolojik ve fizyolojik durumuna bakarak karar verir.
Birçok İzci, Obasından ayrılmak istemeyecektir. Burada da Ünite Lideri’nin önceden yapacağı hazırlayıcı telkinler önemlidir. Ünite Liderleri, Oymak Toplantılarında bir üst basamağa geçmenin önemine ara sıra değinmeli ve İzcileri bir üst basamağa geçmek için özendirmelidir.
Üst Basamağa Geçiş Töreni de mümkün olduğunca İzci’ye özel yapılmalı, İzci Sözü Töreni’nde geçerli olan nedenlerle toplu törenlerden kaçınılmalıdır. Üst Basamağa Geçiş Töreni, Kümeden Oymağa geçişte daha eğlenceli, Oymaktan Ocağa geçişte ise daha ruhani yapılmalıdır. Buradaki ruhaniliğin açılımı, İzcilik Ruhu’dur. Küme-Oymak geçişinde şarkılara, konserlere, beceri sergisine, Oymak-Ocak geçişinde ise şiir ve tiyatroya, geçmişte yaşanılan İzci Kamp hatıralarına, Ünite ve özellikle Oba üyelerinin, geçiş töreni yapılan İzci hakkındaki övücü konuşmalarına yer verilmesi uygun düşecektir.
Üst Basamağa Geçiş Töreninin uygun görülen bir yerinde İzci, kendisine verilen bir Üst Basamak görevini alarak Ünitedeki kardeşleriyle vedalaşmalı ve Ünitesinden ayrılmalıdır. Geride kalan Ünite Üyeleri kendi aralarında toplantıya ya da törene devam etmelidir. Böylece geçiş yapan İzciye yeni bir İzcilik Evresine girdiği hissettirilmelidir. Bu da, bir nev’i hayata karşı yapılan ön hazırlıktır. Artık “pişme”nin farklı bir evresi başlamıştır.
LİDER - İZCİLİK GÖNÜLLÜSÜ OLMAK
Basamak çalışmalarını tamamlayan İzci artık iyice “pişmiş”tir, Lider olmaya ve Ünite içinde sorumluluk almaya hazırdır. Ancak İzci Lideri olmak istemeyenlerin, İzcilik Gönüllüsü olmak gibi bir seçenekleri daha vardır. Türk İzciliği içinde bu iki kavram iç içe geçmiş durumdadır. Aktif olarak Ünite içinde sorumluluk almayan yetişkinler de sahip oldukları sertifikalara bakılarak İzci Lideri olarak tanımlanmaktadır. Oysa İzci Lideri olmak, ancak bir İzci Ünitesi ya da İzcilik Kuruluşu içinde aktif olarak sorumluluk(lar) almakla, eldeki sertifikaların İzci Ateşinde nasılda kömüre dönüştüğünü görmekle, kısacası “yanmak”la mümkündür. Bu sorumluluk isteyen görevleri üstlenmekten çekinen yetişkinler, aldığı sertifikasına bakılmaksızın İzcilik Gönüllüsü sayılmalıdır. İzcilik Gönüllüleri de İzcilik içindeki farklı dinamiklerdendir ve Dünya genelinde örgütlü kuruluşları vardır. Her biri İzciliğin temel öğretisine hâkim kişilerdir; yani, İzcilikte iyice pişmişler fakat yanmayı kabul etmemiş yetişkinlerdir. Durum böyle olunca da bu pişkinlik, “yanan” İzci Liderlerinin sık sık işine karışmakla açığa çıkar. Bu durumla karşılaşmamak için İzci Liderleri daima uyanık olmalı, Ünite ya da Kuruluş içinde aldıkları sorumluluğun bilinciyle söz ve eylemlerinde daha dikkatli olmalıdır.
İzci Liderlik Aşamaları ve Uzmanlıklar da yanmanın değişik evreleri olarak tanımlanabilir.
GILWELL ÜYESİ OLMAK
Bir İzci Liderinin geleceği en üst seviye Wood-Badge Eğitimini tamamlayarak Gilwell Fularını ve İki Tahta İşaretini takmaktır. Wood-Badge Eğitimi ile İzcilik Eğitimi tamamlanır. Böylece İzcilik süreci içindeki “yanma” bitmiştir ve İzcilik içinde bilgisi-donanımı tam, özüne-sözüne güvenilen, başlı başına hareket kabiliyeti olan bir yetişkin olarak onaylanmış olunur. Bundan sonra “külleşme” dönemi başlar.
Ülkemizde uygulanmasa da, çoğu ülkede İzci Ünitesi kurmak ya da kurulu bir İzci Ünitesinin başına geçmek Wood-Badge Eğitimini tamamlamakla mümkündür. Bundan kasıt, artık kömürleşilmiş, küle dönüşülmüş olduğu; bu küllerdense yeni İzci Üniteleri, yeni İzciler ve yeni İzci Liderleri çıkarabilecek güçte olunduğudur. Kısacası, Gilwell Üyesi olmak, “kül” olmakla ifade edilebilir. Hayat rüzgârı bu külleri tüm Dünya’ya yayacak, küller birbirine karışacaktır. Bundan çıkışla Gilwell Üyeleri, uluslararası tanınan, İzcilik yapılan her yerde kabul gören İzci Liderleridir.
Türkiye’de nedense Üç ve Dört Tahta İşaretleri de sanki daha üst aşamalarmış gibi görülmektedir. Fakat Üç ve Dört Tahta İşareti bir İzci Liderlik Aşaması değil, “görev” işaretleridir. Bağlı olunan kurum tarafından verilen İzci Lideri Eğitimciliği Seminerine katılanlar arasından eğitimlerde uygun görüldüğü göreve atananlar tarafından kullanılan Üç ve Dört Tahta İşareti sadece görev süresi içinde geçerlidir. Görev süresi bitiminde tekrar İki Tahta İşareti’ne dönülecektir. Daimi Üç ya da Dört Tahta İşareti taşıma hakkı ise, Uluslararası İzcilik Faaliyetlerinde alınan görevler/verilen hizmetler sonucunda, yalnızca Dünya Kuruluşları tarafından verilir. Ancak, Daimi Üç ya da Dört Tahta İşareti taşıma hakkı verilenler ömür boyu bu işaretleri Dünya genelinde taşıyabilirler.
SONUÇ
İzci Giysisi, özellikle İzci Fuları ve İzci Liderlik İşaretleri kullanımdaki benzerliği ile Bektaşilikteki kemer-best ya da Âhilikteki Şed Kuşağı gibi özel anlamlar içerir. Hak etmeyene verilmemeli, hak etmeyenlerin de bu giysi ve işaretleri taşımasına asla izin verilmemelidir.
***
İzcilik Ateşinde yanıp kömürleşmeniz, küllerinizden yeni İzciler ve Üniteler çıkması dileğiyle.

Yorumlar

Popüler Yayınlar