Liyakat / Görev Bilinci / İzci Ruhu / Organizasyon

İzci her zaman elinden gelenin en iyisini yapmakla yükümlüdür. İzcilikte en küçük topluluk olan Oba'dan başlayan ve Dünya Teşkilatı'na kadar uzanan aşağıdan yukarıya doğru yapılanan bir demokratik sistem vardır. Görevler liyakata göre ve başarı odaklı olarak dağıtılır. İzcilikte, bireyin profesyonel mesleği, İzciliğin ilgi alanına giren konularda aldığı sertifikalar, İzcilik yaşı (kıdemi), İzcilik tecrübesi, geçmişte aldığı görevlerde gösterdiği başarı, zorluklarla mücadeledeki azim ve çabası, ekip çalışmasına uyumlu olması, genel yaşam tarzı, inovasyona olan inancı gibi birbirinden farklı birçok kritere bakılır ve İzci Liderlerine dağıtılacak görevler ona göre verilir/alınır. İzcilikte bireyin özel hayatında çok başarılı biri olmasının ya da her görevi başarabilecek donanımda olmasının önemi büyükse de, Evrensel İzcilik Prensipleri gereği, toplam kurumsal başarı ve kalite açısından bunun pek değeri yoktur. Zira İzcilik bir takım oyunudur. En küçük İzcilik kurumu olan Oba içinde dahi, Obabaşı'nın her işi tek başına yapması -en iyi şekilde yapsa bile- hoş karşılanmaz. İzcilik Felsefesi toplam kalite anlayışı ve liyakat üzerine inşa edilmiştir. Önemli olan ekibin tümden başarılı olmasını sağlamaktır. WOIS ve TİB içinde kısa sürede yakalanan başarı işte bu görev dağılım dengesinin iyi kurulmasındandır.
Yönetici konumuna seçilen İzcilerin yegâne görevi, Evrensel İzciliğin vizyon ve misyonuna göre yukarıda sayılan ve sayılmayan onlarca kriteri göz önüne alarak bu dengeyi en iyi şekilde planlamak ve bir program dahilinde kurmaktır. İzcilik içinde yerel olan bir işi yaparken, evrensel olana bağlı kalarak yapılmalıdır. Evrensel İzcilikten kopuk olarak yapılan her iş, İzcilik sanılsa da, Gerçek İzcilik olmaktan çıkacaktır. Dünya ve Türk İzcilik Tarihi bunun nice örnekleriyle doludur.
Sertifika sahibi olunsa bile, her iş, her İzci tarafından layıkıyla yapılamayabilir. Örneğin her ilkyardım eğitimi alan acil bir durumda ilkyardım yapacak cesaret ve yeterliliği kendinde bulamayabilir. Türk İzcilik Tarihinde sık sık karşılaştığımız şekilde, model uçak rehber öğretmeni olmak, yıldızların konumlarını biliyor olmak, hatta iyi uçurtma uçuruyor olmak kişiyi hemen Hava İzcisi yapsa da; iyi balık avlamak, iyi yüzmek, hatta denize kıyısı bulunan bir şehirde yaşıyor olmak kişiyi hemen Deniz İzcisi yapsa da, günümüzün çağdaş 21. Yüzyıl İzciliği içinde bunlar branşlaşmaya yeter görülmemektedir. Artık Türk İzciliğinde bu sığ tutumun dışına çıkmak ve kendimizi İzcilik içinde günün getirdiği koşullar içinde ve gerçek anlamda geliştirmek zorundayız.
Kişinin en iyi dağcı, en iyi mağaracı, en iyi düğüm atıcı, en iyi kampçı olması da o kişinin "En Başizci" sayılmasına yetmez. İzcilik organizasyonu içindeki toplam başarıda, bireysel bilgi ve becerilerin önemi varsa da, bunlar organizasyonun tamamına aktarılmadığında pek de bir önem arz etmez. Demek istediğim, önemli olanın ortak aklın, emeğin ve çabanın cesaretle ortaya konulması, ekip üyelerinin paylaşımcı olması, herkesin liyakat sırasına göre ekibe liderlik etmesinin önemli olduğudur. Ekip üyeleri, birbirinin eksiğini, açığını kapatmak, birbirlerini tamamlamak için birlikte ve samimiyetle çalışırlar. Ekip içinde oluşan bu sinerjiye İzcilik Ruhu ya da Oba Ruhu denilmiştir. Yoksa, sık sık ve ezberden dile getirilegeldiği gibi, İzcilik Ruhu kişiye özel bir faktör değildir. İzcilik Ruhu ancak takım çalışmasıyla ortaya çıkar ve kendini gösterir. Yakalanan sinerji, "Öbek Ruhu, Oba Ruhu, Ekip Ruhu" gibi ünite basamağına bağlı olarak isimlendirilir. Bu çalışma sistemi tabii ki ulusal ya da uluslararası organizasyonlara da yansır. Tüm İzcilik organizasyonlarının organ ve kurullarının da aynı İzcilik Ruhu ile çalışması öngörülür. Organizasyona yönetici olarak seçilen kişi -ki bu bir Obabaşı da olabilir, bir Federasyon Başkanı da- sorumlu olduğu obayı, derneği ya da federasyonu en iyi şekilde çalıştırmak ve toplam kaliteyi yükseltmekle yükümlüdür. Bunun için de başarılı olacağına inandığı kişileri gerekli gördüğü görevlere atar. Tıpkı Obabaşı'nın Obabaşı Yardımcısını ataması gibidir bu durum. İzcilik Ruhu ve Oba Sistemidir bu, yani dernekler, federasyonlar, konfederasyonlar başka türlü yönetilmez İzcilikte. Obabaşı kendinden önce Obasını, Obasından önce Oymağını, Oymağından önce Grubunu/Derneğini, ondan önce Ulusal Kuruluşunu, ondan önce Uluslararası Kuruluşunu ve hepsinden önce de İzciliğin Evrensel Prensipleri ile içinde bulunduğu toplumun maneviyatını düşünmeli ve Oba içindeki her faaliyetini bunlara göre yapmalıdır.
Bir başka husus da görev alanın da, verenin de birbirine olan karşılıklı samimi güveni ve sadakatidir. Kaliteli İzciliğin bana göre en önemli unsuru birbirine güvenmek, sadakatle birbirine yardımcı ve yararlı olmaktır. Obabaşı, Obabaşı Yardımcısı olarak kendi yokluğunu aratmayacak, işini en iyi şekilde yapabilecek olan kişiyi atar; ateş yakma işini en iyi yakabilecek olana verir. Onun yanına da ateş yakmaya hevesli acemileri verir ki, onlar da yaparak-yaşayarak ateş hakkındaki her şeyi ilk elden öğrensinler. Ateş türleri nelerdir, hangi kalınlıktaki odun hangi tür ateş için idealdir, hangi tür odun toplanmalıdır, balta nasıl kullanılır, ateşin güvenliği nasıl sağlanır, rüzgâr yönü ateş yakmada neden önemlidir, ocak çeşitleri nelerdir, nasıl yapılır?
"Yahu ateş dediğin kibritle yakılır, niye bu kadar abarttın?" dediğinizi duyar gibiyim. Fakat "Ateş işte!" deyip geçmeyin, gerektiği yerde ve ihtiyaç duyulan şekilde yakamazsanız -en basit anlatım şekliyle- ölürsünüz. İzciler bu sebeple, her konuda eğitime azami önem verirler, hiçbir işi basite indirgemezler. Teorik ve pratik dengesini sürekli gözetirler.
Küçük büyük tüm İzcilik organizasyonlarını yönetenler işi en iyi bilene, en sevdikleri İzcilere değil, yukarıda bahsettiğim tüm kriterleri göz önünde bulundurarak işi en iyi yapabilene ve acemi isteklilere verirler.
Bugünle özleştirecek olursam, organizasyon zamanla bir "Orhanizasyon" hâline gelir ki, orada ne izcilik kalır, ne güven, ne de sadakat kalır. O yüzden organizasyonu dengeleyecek ve faaliyetleri yurt sathına dağıtacak, kurullarda, ihtisas komiserliklerinde, eğitimlerde onlarca kriter süzgecinden geçmiş, liyakatına ve sadakatine güvenilen isimlerin yanında, ileride o işi yapmaya talip olacak genç ya da tecrübesiz arkadaşlarımızı da görevlendirdik, görevlendireceğiz. Onlara kendi plan ve projelerini gerçekleştirecekleri kadar zaman tanıyacak ve o süre sonunda yakalanan başarı seviyesine bakacağız, ki hepimizin başarı seviyesine bakılmalı. Başarısızlıkta ısrar etmek anlamsızdır. Bu Obabaşları için de, Federasyon Başkanları için de böyle olmalıdır.
Zamane gençliği çok sabırsız, her şeye hemen ulaşalım isteniyor. Fakat İzcilik yaşı (kıdem), liderlik seviyesi yükseldikçe bunlar çok daha iyi anlaşılacaktır. Hak etmeden, tekâmüle ulaşmadan elde edilen her şey, tez yitirilir. Kimilerinin hoşuna gitmese de işin doğrusu ve olması gereken budur. İzciler her şeyden önce sabırlı olmalı ve azimle çalışmaya devam etmeliler. Oba'dan Dünya Organizasyonu'na kadar, işleri hep aynı kişiler yapmamalı, mesleki profesyonellik isteyen görevlerin dışında kalan İzcilik görevleri bahsettiğim dengeler gözetilerek dağıtılmalıdır.
En iyi İzcilik dileklerimle. Biz Birlikte İzciyiz. DAİMA!

Yorumlar

Popüler Yayınlar