Tahtalar Sizin, İzciler Bizim Olsun!

İki Tahta İşareti yetişkin izcinin uluslararası asaletinin ve izcilik liyakatinin bir göstergesidir. Bir tahta sahadaki uygulamada başarılı olunduğunda, diğer tahta verilen izcilikle ilintili konuda yazılan teorik tez kabul edildiğinde verilir ve genel olarak İki Tahta İşareti olarak kullanılır. Günümüzde hâlen Tek Tahta İşareti uygulamasının görüldüğü İsrail gibi zorunlu askerliğin erken yaşlarda ve uzun süreli yapıldığı ülkeler vardır.

İki Tahta İşareti (Wood-Badge) Eğitimi, Ulusal İzcilik Organizasyonunun adayın başvurusunu kabul etmesiyle alınabilir. Saha uygulamalarında ve tez yazımında başarılı olanlar, Uluslararası İzci Lideri olarak tanınır, sertifikalandırılır ve İki Tahta İşaretini ömür boyu taşır.

Üç ve Dört Tahta İşaretleri ise 5 yılda bir uluslararası mahiyette ve Uluslararası İzcilik Organizasyonu tarafından açılan İzci Lideri Eğitimciliği Semineri’ne (TTT) davet edilen 25 yaş üzeri İleri İzci Liderliği Eğitimi ya da İki Tahta İşareti Eğitimi Sertifikası sahibi olup, İzci Lideri Eğitimciliği şartlarını taşıyanlar arasından Ulusal İzcilik Organizasyonunun ihtiyaçlar nispetinde yapacağı İzci Lideri Eğitimcisi veya Baş İzci Lideri Eğitimcisi atamaları neticesinde taşınabilir. Geçerlilik süresi bir izcilik yılıdır. 5 yılda bir TTT eğitimine gitmeyerek bilgilerini güncellemeyenler 5 yıl için kendilerine tanınan sürenin sonunda İki Tahta İşaretine geri dönerler ve İzci Lideri Eğitimcisi olarak atanmazlar.

Beş yıl art arda İzci Lideri Eğitimcisi olarak atanan 35 yaş üstü İzci Lideri Eğitimcileri ömür boyu Üç Tahta İşareti taşır ve Ulusal Daimi İzci Lideri Eğitimcisi olarak anılırlar. Eğitimlerin işleyişinden baş sorumlu olarak atanan ve sertifika imza yetkisi verilen 45 yaş üstü pedagojik formasyon sahibi İzci Lideri Eğitimcileri, Baş İzci Lideri Eğitimcisi olarak anılırlar ve 5 yıl art arda görevlendirildikleri takdirde ömür boyu Dört Tahta İşareti taşırlar ve Ulusal Daimi Baş İzci Lideri olarak anılırlar.

Uluslararası eğitimlerde görevlendirilenler ise Daimi İzci Lideri Eğitimcisi ya da Daimi Baş İzci Lideri Eğitimcisi unvanlarını 5 yıl art arda atanma şartı aranmaksızın ömür boyu kullanırlar.

İsteyen herkesin kursa giderek, sıralı rütbe misali, tahta işareti sahibi olabildiği sportif izcilik sisteminde ise bunların aşamalı antrenörlük belgesinden öte bir değeri yoktur. Aslında böyle bir uygulama birkaç ülke dışında Dünya İzciliğinde kabul görmez. Daha çok devlet kontrolündeki izcilik yapılanmalarında görülen bir uygulamadır ve sivil izcilik yapılanmalarında yeri yoktur.

Sivil izcilikte Üç ve Dört Tahta İşaretleri sıralı bir rütbe değil, ulusal veya uluslararası yapı içinde “verilen/alınan görevlerin” nişanıdır. Bunu bir sivil toplum kuruluşu olan TİB içinde dahi anlatmak ve uygulamak epey zor oldu. Zira kardeşlerimiz, MEB veya GHSB’nın izcilik uygulamalarından kalan alışkanlıkla WOIS’in TTT Seminerini başarıyla tamamlayınca hemen 3-4 Tahta İşaretli olacaklarını, rütbe alacaklarını ve bu rütbeleri ömür boyu taşıyacaklarını sanıyorlardı. Oysa bunlar görev nişanıdır ve Ulusal İzcilik Organizasyonunun nüfusuna oranlı olacak şekilde ve ihtiyaçlar doğrultusunda sınırlı sayıdadır. Ben de bunu yıllar sonra uluslararası izcilik yapmaya başlayınca öğrendim. WOIS’in ideal gördüğü oran, her 1.000 izciye, 1 Baş İzci Lideri Eğitimcisi ve 5 İzci Lideri Eğitimcisidir.

Türkiye İzciliğinde geçmişte yapılan uygulamaları biraz açmak isterim:

Evrensel İzcilikte eğitim ve uygulamaların standardı bellidir. Ne yazık ki ülkemizde bu kurallar doğru şekilde uygulanmamış; en azından 1970 sonrasında uygulanmadığını söyleyebiliriz. Zira WOSM'un çağın evrensel anlayışına bağlı değişimlere uyum sağlamak amacıyla 1950-62 arasında getirdiği barış yanlısı açılımlar ve soğuk savaş yıllarında iyice belirginleşen apolitik tarafsız yaklaşımlar ile 1968 sonrasında Türkiye İzciliğine getirilen yeni yönetmelikle, B-P döneminin geleneksel İzcilik Ruhu ve anlayış kaybedilir ve İzciliği temelinden uzaklaştıran uygulamalara dönüşür. Hak edenin değil, talep edenin/edilenin görevlendirildiği bir sisteme geçilir ve böylece Tahta İşaretleri de Dünya genelinde saygınlığını kısmen yitirir. Hatta İzciliğin beşiği olan İngiltere gibi bir ülkede kullanılmaz olur. İngiltere’de Tahta işaretleri hâlen kullanılmaz fakat hatıra olarak satışı yapılır. WOSM üyeleri, uygulamalarını, işleyişe bakarak revize eder düzeltirken, Türkiye 1980 sonrasında Dünya İzciliğinden iyice kopar ve “benim izcim işini bilir”(!) dönemine girer. Sportif federasyon ve OBESİD o dönemin ürünleridir, yani temelleri doğru atılmamıştır ki sağlıklı işlesinler. Egzersiz ücretleri, devletten alınan ödenekler, yapılan gizli alış-verişler, kazanılan ya da kazanılması umut edilen maddi-manevi rantlar bizi kör-topal 2010'lu yıllara kadar getirir.

Hiçbir ulusal eğitimde (Dünya teşkilatlarının kabul ettiği, gözlemcisinin bulunduğu) görev almamış kişiler 3-4 tahta ile yıllardır dolaşıyorlar. Kimi İzcilere “hoca olma” merakında, kimileri “komutan olma” derdinde, kimisi “ego tatmini”, kimisi “oynaş” peşinde geziyorlar. Evlenen izcilere federasyon tarafından altın takılacağını vaat eden, dolandırıcılıktan suçlu bulunduğu halde sportif izcilik federasyonuna başkanlık edenler bile görülür. Kimi izcilik kisvesiyle alenen ticaret yapmaktan, soygun yapmaktan çekinmezken, kimi bunları yandaşları-akrabaları aracılığıyla yapmanın derdine düşmüştür. Kimileri siyasi mevki-makam peşinde koşar, kimileri de sportif federasyonun ödeneklerinin, harcırahlarının peşinden. Kimileri bin bir yalanla herkese mavi boncuk dağıtır, kimileri hayatta erişemeyeceği noktalara izci giysisi, kırmızı-beyaz fular ve boynundaki tahtalarla erişir. Kimileri var, kendini herkesin üzerinde görür, kendini âdeta Türk İzciliğinin B-P’si olarak tanıtır. Kimileri de İzciliği kullanarak kendi dini cemaatine mürit toplar, İzciliği Cihat yerine koyarak gerici ve Cumhuriyet düşmanı faaliyetlerde bulunur. Kimileri de “klavye izciliği” yaparak adını duyurma hevesindedir. Bir kısmı da yıllardır izcilik yapmadığı halde yılda en fazla bir-iki kez ve yalnızca “olumsuzluklar hakkında görüş bildirerek ne derece doğru izci olduğunu ispata çalışır.

Oysa öyle bir İzcilik Dünyası yoktur, olamaz...

İzciliğin parayla pulla, mevki-makamla işi olmaz. İzci Liderliğinin, siyasi destekle, tahta işaretinin çokluğuyla ya da yaş kıdemiyle yapıldığını sananlar aldanır.

Fakat yavrukurtlar ve izciler kime “liderim” diye hitap edeceğini konusunda asla aldanmaz.

İzci Liderliği, izcilerle, izci ünitelerinde, art niyetsiz ve karşılıksız olarak “Gerçek İzcilik ve Sadece İzcilik” için ve Engel Tanımaksızın  yapılır...

Çok şükür! Bunu anlayan, gören, öğrenen ve bu şekilde yaşamına aktaran Türk İzci Liderleri de az değil. Bir nesil sonra her şey Türe Yolu’na tam olarak oturacak. Şunun şurasında ne kaldı...


Yorumlar

Popüler Yayınlar