Sapanca'yı Kim İçti?


Sapanca Gölü kuruma tehlikesiyle karşı karşıya ya! Geçtiğimiz hafta sonu "İki İl, İki Kıyı, Bir Yürek" adıyla, Sapanca Gölü'nün durumuna dikkat çeken eş zamanlı iki eylem yapıldı Arifiye Gölbaşı'nda ve Eşme'nin kıyı şeridinde. Maksat; Yetkililer tarafından görmezden gelinen bu soruna kamunun dikkatini çekmekti. Çekildi de. Doğa derneklerinin, medyanın, mevcut iktidara muhalif siyasi çevrelerin, belediye başkan adaylarının etkinliğe ilgisi büyük oldu. Haliyle etkinlik boyunca siyasi çevreler şov yaptı, basın mensupları da onların peşinden koştu, doğacılar, çevreciler kenar-köşede kaldı. Ve konu bu haliyle yerel medyada epey yer buldu. Keşke seçim öncesine denk gelmeseydi de etkinlik siyasi şova dökülmeseydi. Neyse ki yerel seçimlerden sonra siyasi şovlar bitecek, ama Sapanca Gölü yine orada olacak. O zamana kadar gölün durumunda bir iyileşme olmazsa benzer bir etkinlik daha yapılır. Olmadı bir üçüncüsü tekrarlanır! Maksat, kamunun ilgisini gölün hazin durumuna çekmekti, halkı durumdan haberdar etmekti; ki çekildi, edildi...

Fakat bu eylemler, Sakarya basınına nasıl yansıdıysa veya okuyanlar nasıl anladıysa,"Sakaryalılar kendilerine ait gördükleri Sapanca Gölü'nün suyunu Kocaeliler'le paylaşmak istemiyor" neticesi çıkarılmış. Varlığı zaten herkes kolay paylaşır(mış), mesele azı paylaşmayı bilmek(miş)...

Pekiii, bu durumda karşı kıyı olan Eşme'de benzer bir etkinlik düzenleyen Kocaeliler ne demişler, bilen duyan, gazetesine yansıtan bir 'güzide basın mensubu' yazar-çizer var mı?

Hani bir iş yapacaksanız, -hele bu iş bir de bozulan eko-sistem ile ilgiliyse- bari doğru yapın; millete doğru anlatın da "Nasıl yıkanacağız?" diye dertlenmesin vatandaş! 

Sakaryalı'nın da, Kocaelili'nin de söylemi aynı: "Sapanca'yı kim veya ne kurutuyor? Suyun çekilmesinin, kaynaklarının kurumasının sebebi ne? Araştırılsın; eko-sistemin bozulmasının önüne geçilsin. İki büyükşehir'e kaliteli içme suyu sağlayan bir gölü ticari hayatın bir parçası yapmayın. Yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı korumak, doğanın değerini bilmek hepimizin görevidir. Ekolojik dengeyi bozmayın; koskoca gölü daha çok kazanacağız diye satıp savmayın..."

Sapanca'nın kaynağı olan dereleri önce şişe su şirketlerine pazarlayıp sonra da pet şişelere doldurulmuş suları içmemizi salık verenlerin; yerine park yapılalı 8 yıl olmuş, yıllar önce kapatılmış "SEKA fabrikasının su çekme hakkını kullanıyoruz" diye demeç veren yöneticilerin; deniz kenarındaki dev petrol arıtma fabrikalarını deniz suyunu arıtarak kullanım suyu haline getiren tesisler kurmaya zorlamaktansa yakındaki Sapanca Gölü'nün suyunu onlara satmayı tercih eden yetkililerin nasıl bir oyun oynadıklarını görmezden gelip de, olayı,"Nasıl yıkanacağız?"a bağlayanları bana yollayın. Hemen yanı başımda Sapanca'nın suyu ile sabah-akşam araba yıkayan tesisleri gösteririm, "Parasıyla değil mi?" deyip yaz günlerinde saat başı dükkânının önünü sulayan esnafı, her gün şakır şakır balkon-teras yıkayan komşu teyzeleri hatırlatırım, "Onlara bir şey olmadan sana hiçbir şey olmaz, sen beynen yıkanmaya devam et" derim...

 
Netice itibarıyla sebep-sonuç ilişkisi ne olursa olsun, Sapanca Gölü can çekişiyor! Bunun kuraklıkla ilgisi olsa, daha önce kuraklık çekilen kışlarda da böylesi bir sorun olurdu. Sorun kuraklık değil; ülkenin en nadide içilebilir temiz su kaynaklarından birinin ticari menfaatler sebebiyle gözden çıkarılmasıdır,  daha kolay para kazanmak arzusuyla talan edilmesi, yok olmasıdır. Belki de gölü alttan besleyen kaynakları kurutan, bizim görmediğimiz, bilmediğimiz jeolojik bir sebep, tektonik bir hareket vardır. Kurak geçen yağış sezonu sorunu görmemizi, hissetmemizi sağlayan basit bir doğal etkendir sadece. Yoksa, Sakarya ve Kocaeli ahalisi hep bir olup içmek isteseler, Sapanca Gölü'nü yine de yıllarca bitiremez, tüketemezler...

Yeter ki siz olayı doğru kavrayın, sorunu doğru noktadan ele alın...

Yerel medya bunu doğru göstermemiş, görmesi gerekenler de sorunu doğru algıla(ya)mamış ise ne gam ne keder... Zaten bu istenmiyor mu? Maksat iktidarla yandaşın birlikte ticaret yapması değil mi? Onlar nasılsa yıkanacak başka bir su kaynağı bulurlar... Biz de sorarız birbirimize: "Sapanca'yı kim içti?"

Yorumlar

Popüler Yayınlar